GÖNLÜMCENORMALHayatımızın akışı “sürpriz” olmazsa normal,Umut suya düşerse hayat o gün anormal.Hep anormal yaşadık bir yılı çok aşırdık,Evde çay kahve içtik semaveri taşırdık!..MMSÖZ GELİŞİUmarız “coronavirüs mücadelesinde” sona doğru geldik, 31 Mayıs günkü açıklamaların ardından normal hayata doğru kıpırdamalar başladı, iki günlüğüne de olsa yavrularımız sınıflarına kavuştu,  esnaf “kepenklerini” açmaya başladı, lokantalarda masaya oturanlara yemek servisi yapılabiliyor..Kahvehanelerde oyun oynamamak şartıyla herkes oturabilecek, bize kalsa hiç oyun oynanmasın deriz, çünkü zaman israfından başka nedir ki buralarda ömür tüketmek?Ülke genelinde her ne kadar yaz günleri başlamış olsa da “düğün” mevsimidir bu günler,  düğün demek iki kişinin mutluluğu demekse de aslında düğün salonlarının, kuyumcuların, damatlık ve gelinlik satan mağazaların, kına gecesi malzemesi bulunduranların, hatta fotoğrafçıların, çiçekçilerin, kısaca bütün bir toplumun mutluluğu söz konusudur denebilir.Üç-beş lira “bahşiş” koparmak adına ölümü hiçe sayarak kendilerini gelin arabalarının önüne atanları da unutmayalım bu arada, işte sözünü ettiğimiz “mutluluk” böylesine dal budak salan bir mutluluktur ve düğün salonları kapılarını açarak rezervasyonlara başlamışlardır.31 Mayıs akşamına kadar bütün bunlar kısıntı, daha doğrusu sıkıntı sebebi idi ve şimdi o sebepler “hafifletildi, ancak “virüs” varlığını sürdürüyor, tehlike saçmaya devam ediyor, bütün umutların bağlandığı “aşı” çalışmaları da devam ediyor…Umarız, convid 19 ömrünü tamamlamış olsun, artık başka insanların ömrünü tamamlamalarına sebep olmasın, Sağlık Bakanlığı ve hastanelerimiz bu virüsten ölenlerin “çetelesini” tutmasın, nasıl olsa alıştığımız şeydir kanserden, sigaradan, koah hastalığından, alkolden, trafik kazasından ölmek, hem sonra bu hastalıklara “aşı” gerekmiyor ki!..2020’de yine bu günlerde gündeme gelmişti “normalleşme” adımlarının atılması, çok istenmesine rağmen bir türlü geçememiştik normalleşmeye, umarız bu yıl kurban bayramında durum geçen seneki gibi olmaz da henüz başlayan normalleşme günlerimiz “anormalleşmeye” dönmez.“Normalleşme” adımları sadece 65 yaş üstündekileri heyecanlandırmıyor, çünkü onlar zaten “normal” bir hayat sürdürüyorlar, pardon normal derken yanış dedik galiba, 65 yaş üstündekilerin hayatı normal değil “monotondur monoton” çoğu eve kapalı, çık desen çıkamazlar, yürü desen yürüyemezler, hele piknik yerlerine hiç gidemezler.Bizi böyle söylettiren ise kendi yaşayışımızdır, insanların arasına katılamayan, AVM’lerde alış veriş yapamayan, hatta tıraş olmak için berberi evine çağıran 65 yaş üstündekiler aşı olsa ne olur, aşı olmazsa ne olur, yeter ki dışarıda yaşayanlar bunlara ihtiyaç maddelerini taşırken virüs taşımasınlar!..Selam ve dua ile.