?>

Mükemmel Olma Baskısı

Helin SEZER

5 ay önce

 

Günümüz gençlerinin en büyük mücadelelerinden biri, “mükemmel olma” baskısı altında ezilmek. Akademik başarı, sosyal çevrede kabul görmek, geleceğe dair doğru seçimler yapmak... Hepsi birden aynı anda üzerimize yüklenmiş gibi. Peki, neden gençler bu kadar baskı altında hissediyor? 
Sosyal medyanın etkisi de bu süreci daha da zorlaştırıyor. Instagram, TikTok ve diğer platformlarda sürekli olarak mükemmel hayatlar, başarı hikayeleri ve ideal bedenler görüyoruz. Ancak çoğu zaman bu görüntülerin gerçeği yansıtmadığını fark edemiyoruz. Filtrelenmiş, düzenlenmiş ve sahnelenmiş bu hayatlar, gençler üzerinde kendi yaşamlarını sorgulamalarına neden oluyor. Kendi başarılarımız, çabalarımız ve güzelliklerimiz gölgede kalıyor çünkü sürekli bir kıyaslama içerisindeyiz. Oysa gerçek hayat inişleri, çıkışları, başarısızlıkları ve hatalarıyla bir bütün. Sosyal medyada gördüğümüz “mükemmel” hayatlar ise gerçeğin yalnızca bir yüzeyini sunuyor.

Birçoğumuz, başarılı olmanın kusursuz olmakla eşdeğer olduğuna inandırıldık. Sosyal medyada gördüğümüz “mükemmel” hayatlar, başkalarının başarıları ya da idealize edilmiş bedenler, kendimize olan güvenimizi sürekli sorgulamamıza neden oluyor. Hatalarımızı saklamaya, kusurlarımızı örtmeye çalışıyoruz. Oysa insan olmak, yanılmakla, öğrenmekle ve değişmekle ilgili değil mi? Başarı dediğimiz şey, aslında sürekli hatalarımızdan ders çıkararak büyüdüğümüz bir süreç. Gençler olarak, mükemmel olmak zorunda değiliz. Asıl olan, kendi yolculuğumuzu tanımak, hedeflerimizi bulmak ve bu süreçte kendi potansiyelimizi keşfetmektir. Herkesin aynı tempoda ilerlemediğini, kişisel gelişimin bir maraton olduğunu hatırlamak gerekiyor. Belki de en büyük başarı, olduğumuz kişiyi sevebilmek ve her haliyle kabul edebilmektir.

Başarısızlıktan korkmak, gençlerin en büyük kaygılarından biridir. Hâlbuki başarısızlık, hayatın en doğal parçasıdır. Her büyük başarı hikâyesinin ardında sayısız hata ve başarısızlık yatıyor. Başarılı yazarlar, girişimciler, sanatçılar; hepsi defalarca başarısız olduktan sonra yollarına devam etmişlerdir. Başarısızlık, öğrenmenin ve büyümenin en güçlü araçlarından biridir. Gençlere, başarısızlığın kötü bir şey olmadığını, aksine gelişimimizin önemli bir parçası olduğunu öğretmek gerekiyor.
YAZARIN DİĞER YAZILARI