?>

Mehmet Mercan ve meslek büyüklerimiz…

İbrahim EVİRGEN

2 yıl önce

‘Son yıllarda eski Diyarbekir’i çokça konuşur olduk. Daha çok yitirdiklerimizi konuşuyoruz. Hem arıyoruz, hem de anıyoruz.
Kaybettiklerimize hayıflanıyoruz, üzülüyoruz.’ İşte bir yazısında böyle diyordu, değerli meslek büyüğümüz Mehmet Mercan.
Ne yazık ki önceki gün, bu değerli insan da hakkın rahmetine kavuştu. Ondan önceki değerli gazeteciler gibi Mehmet ağabeyimiz de arkasında hoş bir sadâ bırakarak,  bu fani dünyadan göç edip gitti.
Mehmet Mercan deyince aklımıza vefat eden diğer gazeteciler geldi. Bu vesile ile onları da anmak istedik.
Vefat eden bu   değerli gazeteciler arasında  kimler yok ki! Rahmetli babam Yaşar Evirgen, Aziz Korkmaz, Ziya Aksoy, Ertan Yurttaş, Talat Polat, Mevlüt Mergen ve son olarak geçtiğimiz gün vefat eden Mehmet Mercan…  
Bunların hepsi de örnek insanlardı. Bazı özellikleri dilden dile dolaşır, insanlar onlara özenir babalar çocuklarına bu değerli insanları örnek gösterirlerdi. Diyarbakır’ın geleneklerini göreneklerini her fırsatta dile getirerek, uygularlardı. Bunlar  kentin hafızası ve önemli şahsiyetleri idi. Temiz giyinirlerdi. Kravatlı, yakası kolalı beyaz gömlekleriyle her biri, birer Diyarbekir beyefendisi idi.
Babacanlıkları, bilgelikleri, hoşgörüleri ile herkesin sevgisini ve saygısını kazanmış değerli gazetecilerdi. Kibirsiz, sade ve içten tavırlarıyla her zaman yazılarında  doğruluk ve dürüstlükten bahseder, bu ilkelerinden asla vazgeçmezlerdi.  Özlem ve saygıyla andığımız bu değerli meslek büyüklerimizi unutmadık. Ve hiçbir zaman unutmayacağız.
MEHMET MERCAN’IN ARDINDAN…
‘Her ölüm erken ölümdür.’ diyordu bir şair. Gerçekten öyle. Hangi yaşta olursa olsun, her ölüm erkendir. Ancak Rabbimin emri böyle. Her nefis ölümü tadacaktır. Bundan kaçış yoktur. İşte önemli olan, bu kısa dünya hayatı içinde  ilkeli ve doğru yaşayarak bu evrende hoş bir sadâ  bırakmaktır.
Ardında yüzlerce yazı, makale ve birçok eser bırakan değerli büyüğümüzdü Mehmet Mercan.
KİMDİR MEHMET MERCAN ?
Gazeteci ve yazar olan Mehmet Mercan, 1934  yılında Diyarbakır'da doğdu. Çocukluğu, çok renkli, geleneklerine, göreneklerine bağlı Alipaşa Mahallesi'nde geçti. 
1943-1944 öğretim yılında Süleyman Nazif İlkokuluna kaydoldu. Ardından Diyarbakır Lisesi'nde okudu.
Mehmet Mercan; 1953 yılında   Ankara’da yayımlanan "Zafer" gazetesi için bölgeye   röportaj yapmak üzere Diyarbakır’a gelmiş olan ünlü yazar Metin Toker’in önerisi   ile bu gazetenin Diyarbakır muhabirliğini üstlendi. Böylece Basın Yayın Genel Müdürlüğü kayıtlarına da geçen 1 Kasım 1953 tarihinde profesyonel gazeteciliğe başlamış oldu. Sonraki yıllarda Milliyet ve Akşam gazetelerinde de çalıştıktan sonra 1959 yılında Cumhuriyet gazetesine geçti.  Bu gazetenin önce Diyarbakır, sonra da Adana temsilciliğini uzun yıllar yürüttü.
Cumhuriyet gazetesinde 28 yıllık bir çalışmanın ardından 1987 yılında emekli olduktan sonra 10 yılı aşkın süre Hürriyet gazetesinin GAP ve Çukurova eklerinde haber sorumluluğu görevini üstlendi ve bu eklerde bölgesel konuları içeren köşe yazıları yazdı.
Mercan, 1998 yılından başlayarak, mesleki birikimlerimi kitaplaştırmaya başladı. "Anadolu’da Gazetecilik ve Diyarbakır Basını” adlı ilk kitabı 1998 yılında çıktı. Diyarbakır’ın geleneklerini, göreneklerini, efsanelerini, tarihi mekânlarını tanıtıcı “Diyarbakır Türküsü” adlı ikinci kitabı da 2002 yılında yine Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti  tarafından  yayınlandı .
Mehmet Mercan'ın, ayrıca aktif gazetecilik yıllarında izlediği olayların öykülerinin yer aldığı “Gazetecilik Anıları” ile “Diyarbakır Ünlüleri - Işık Tanrısına Adanmış Kent; AMİDA  -   adlarıyla basıma hazır 3 kitabı daha vardır.  Ancak bunları yayınlamak kısmet olmadı.
Duayen gazeteci Mehmet Mercan; meslek hayatı içinde,   çeşitli kurum ve kuruluşlardan çok sayıda başarı ödülü aldı. Son olarak üyesi olduğu Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nce meslekte 50 yılı bitirmiş gazetecilere verilmekte olan geleneksel “2009 yılı Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü”ne layık görüldü ve cemiyetin "Basın Senatosu" üyeliğine seçildi.
2004 -1010 yılları arasında 6 yıl boyunca, kesintisiz haftada bir cuma günleri Diyarbakır GAP Radyosu’na, "Gündönümü" kuşağı içinde yer alan “Geçmiş Zaman Olur ki” adı ile canlı bağlantılı   programlar  yaptı.
****** 
Mehmet Mercan, bir kuşağın son temsilcisiydi. 
Gazetecilik ve yazarlık gibi yeteneklerini Diyarbekir halkıyla cömertçe paylaştı. En son yazdığım ‘Diyarbekir’de İz Bırakanlar’ adlı kitabımın ikinci cildi için güzel bir önsöz yazmıştı. Saygın ve asil bir beyefendi olarak hafızalarımızdan asla silinmeyecek.
Bu değerli meslek büyüğümüzü rahmet, minnet ve şükranla anarken,  yazımızı Baki’nin bir atasözü gibi tekrarlanan mısraları ile bitiriyoruz…
Avâzeyi bu âleme Davud gibi sal
Bâkî kalan bu kubbede, bir hoş sadâ imiş…
YAZARIN DİĞER YAZILARI