?>

KURAKLIK BİTTİ DİYE!..

Mevlüt MERGEN

4 yıl önce

GÖNLÜMCEGökten inince rahmet, adına yağış deriz,Kar ve yağmur yağmazsa bilmem ki biz nideriz?Gönül toprağı kuru, kurumasın gözyaşım,Barajda su yok diye ağlamasın kardaşım!..Kış günleri başlayıncaya kadar “felaket” tellallığı yaptı televizyonlara çıkan bazı insanlar, tek sloganları vardı: “kuraklık” her gün barajlardaki tükenen seviyesini “piyasa” haberi verir gibi bildiriyorlardı, meteoroloji ne diyecek diye “şartlandıkları” gibi halkı da şartlandırdılar, bütün umutları semadaki bulutlarda idi, ne zaman ülkemize gelecekler diye beklenti içindeydiler.“Yağmur duası” o günlerde geldi bazılarının aklına ve camilerde eller havaya kaldırıldı, rahmetine ve hazinelerine sınır olmayan yüce Rabbimiz kullarına ve diğer bütün canlılara acıyarak rahmetini gönderdi, tahminlerin ötesine yağmurlar yağdı, yine tahminlerin ötesinde kar bürüdü bütün her yeri ve barajlardaki su seviyelere yükselmeye başladı.Barajlar yüzde yüz olmasa da yarıdan fazla doldu, ilkbahar yağmurları ile ihtimaldir yüzde yüz seviyesine çıkabilir, nedense bu günlerde kimsenin aklına “kuraklık neden olur, tedbir olarak ne yapılmalıdır?” sorusu gelmiyor, geleceğe de benzemiyor, bize göre hem kuraklık ve hem de kıtlık, yani pahalılık, yani yoksulluk “israf” ekonomisinin uygulanmasından oluyor.İnsanlar: “önümüzdeki yaz günlerini kurtardık” rehavetine kapılmamalıdır, su bollaştı diye bolca tüketilmemelidir, Her konuda insanlığa ve ümmetine yol gösteren Allah Resulü (s.a.av.): “Deniz kenarında bile abdest alırsanız suyu israf etmeyiniz” der, O şanı yüce peygamber öyle derde insanlar ne yapar? Sorusunun cevabı geçen yıl görülen kuraklığın içindedir.İsraf yalnız suda yapılmıyor, çöpe atılan ekmek ve yemekler sanırım gerçeği ifade edemiyorlar, geçenlerde haberde “Yemen’de açlık tehlikesi büyüyor”  deniliyordu, “alemlere rahmet” olarak gönderilen sevgili peygamberimizin hayatını incelediğimizde görüyoruz ki hiçbir zaman önüne iki tabak yemek konmamış, şimdi herkes yemeğe oturduğunda önüne konulan tabaklara bakmalıdır.İsraf yalnız suda ve yemeklerde yapılmıyor, gardıroplara bakacak olursak giyimdeki israfını boyutunu görebiliriz, gardırop denince akla öyle iki kapılı, önü aynalı dolap gelmesin, şimdi tuzu kuruların evlerinde “gardırop” odası modası başlamıştır.İsraf yine böyle üç kalemde anlaşılmasın, “televizyon” başında “internet” önünde tüketilen zaman israfını da düşünmemiz gerekir, düşünürken de ne kadar “müsrif” bir topluluk olduğumuz hatırlansın, her türlü israfın görüldüğü bir ülkede yaşıyoruz, günü gün ederken “yarının” nasıl bir gün olacağını düşünmüyoruz, daha doğrusu düşünemiyoruz.“Reklamlar” ve “bankalar” israf ekonomisini beslerken Yemen’deki anneler yavrularına besleyemez duruma gelmişlerdir, çünkü “bana ne?” zihniyeti “kamp” kurdu beyinlerimize, ne zaman ki “kuraklığı gördük işte o zaman anımsadık yağmur duasını, bizden önceki insanlar susuzluğu, kıtlığı gören insanlardı.Rahmetine sınır olmayan Rabbimiz bir daha susuzluk ve kıtlık felaketini yaşatmasın, ne bizlere ne de bütün insanlığa!..Selam ve dua ile.
YAZARIN DİĞER YAZILARI