?>
KORONAVİRÜS İLE DEĞİŞEN YAŞAM BİÇİMLERİ
Geçen hafta uygulanan sokağa çıkma yasağının ardından, biten yasak değil virüsmüş gibi bir ruh haliyle insanlar sokaklar ve caddelere akın etmişti. Bu durum bu hafta ilan edilen dört günlük sokağa çıkma yasağı öncesinde de gözlendi.Hafta içi maskeyle dolaşan insan sayısında gözle görülür derecede bir artış vardı fakat sosyal mesafe kuralına alışmak Diyarbakırlılar için zaman alacak gibi görünüyor.Dün tüm marketler ve pazar yerleri olabildiğince kalabalıktı, havaların ısınmasıyla evde huzursuzlanan çocuklar sokaklardan, bahçelere akın etmeye başladı.Yaşlı insanlar için de aynı durum söz konusu. Bir aydır evde izole olan her iki yaş kesimi için durum giderek katlanılması güç bir hal almaya başladı.Geçen hafta, Saraykapı civarında sokakta gördüğüm yüz yaşına merdiven dayamış Şeyh Hüseyin Amca'nın yasağı hatırlatınca verdiği cevapta haksız sayılmazdı:"Ne yapayım kızım, 25 yıldır evde zaten yalnızım, çıkıp bir hava alma hakkım da mı yok."Virüsün yarattığı kriz toplumun tüm kesimlerini etkiledi, sosyal hayatımızdan tutun, birbirimizle iletişim kurma biçimine, günlük hayat biçimimize kadar hemen her şeyi... Kalıcı davranış değişiklikleri olacağı uyarıları da giderek artıyor.Maske bulamadığı için başındaki eşarbıyla ağzını kapatan, alışverişten dönen Sur sakini bir kadına ise virüse karşı uyguladığı hijyen ve temizlikten gına gelmiş."Çamaşır suyu, sirke suyu ile evin her tarafını silip yıkamaktan, çocukları günde kaç posta banyoya sokmaktan perişan oldum, psikolojim bozuldu artık" diyerek salgının ne zaman biteceği konusunda düşüncemi soruyor. İçini rahatlatacak bir cevap alamamış olmamın memnuniyetsizliği ile yoluna devam ediyor.Ramazan ayına girdik. İlk sahuru ilk iftarı yaptık. Bu yüzden önceki günden beri yine tüm marketler ve manavlar ağzına kadar doluydu. Maskesiz kimseye izin verilmediği için gelen tüm müşteriler bu kurala uygun davranıyordu. Birçok marketin kapısına asılmış kutularda tek kullanımlık naylon eldivenler ise iyi düşünülmüş.İnsanlar panikler en az bir haftalık ihtiyaçlarını alıp kasa önlerinde uzun kuyruklar oluşturuyordu.Fiyat etiketleri üzerinde her geçen gün artan tedirginlik ve belirsizlikten dolayı sürekli artış yönünde bir değişimi gözlemlemek mümkün.Marketlerde insanlar daha çok kuru bakliyat, yağ, şeker, un gibi temel gereksinimlere yönelik bir alışveriş yapıyor.En fazla satın alınan ürünlerin cinsinden bile insanlardaki kaygıyı gözlemlemek mümkün. Daha uzun bir krize karşı temel gıdayı depolamak!Konuştuğum bir market görevlisi bu malzemelerde yüzde onluk bir artış olduğunu ama buna karşın et ve sebze gibi çabuk tüketilmesi gereken ürünlerde de düşüş olduğunu belirtti.Markette karşılaştığım ve virüsten önce ciğercilik yaparak hayatını kazanan bir müşterisi ise bu durumun uzun yıllar devam edecek ekonomik bir krize neden olacağı kaygısını dile getirdi."Sadece temel insani ihtiyaçlara yönelmiş durumdayız, bu işte en çok kazananlar toptancılar oldu, inşallah bu virüs en kısa sürede biter. Ama bitse bile en az iki yıl hayat normal seyrine dönemeyecek. İnsanlık şimdi avcılık ve toplayıcılık moduna geri dönmüş durumda" diyor.Bu tezinde haksız sayılmaz. Hümanistik psikolojin öncüsü kabul edilen Amerikalı Psikoloji Profesörü Abraham Maslow, insanların gereksinim, motivasyonları ile ilgili "İhtiyaçlar Hiyerarşisi Tezi'ni geliştirmişti. Maslow, ihtiyaçlar hiyerarşisini beş ana kategoriye ayırdı.Buna göre beş basamaklı kategorinin ilk basamağı, açlık, susuzluk ve buna benzer temel yaşamsal ihtiyaçlardan oluşan fizyolojik ihtiyaçları kapsıyor.İkinci basamakta ise güvenlik ihtiyacı yer alıyor ki bu da daha çok dış faktörlerden kaynaklı tehlikelerden korunmayı kapsıyor.İhtiyaçlar hiyerarşisinin üçüncü basamağında yer alan aidiyet, sevgi, kabul görme ve sosyal yaşam ise sosyal ihtiyaçlar kategorisinde yer alıyor.Statü, başarı, itibar, tanınma ise dördüncü basamaktaki saygınlık ihtiyacı kapsamında yer alıyor.İhtiyaçlar hiyerarşisinin son basamağında ise gelişim, iş başarısı, yaratıcılık gibi kendini gerçekleştirme kategorisi yer alıyor.Virüsün toplumda yarattığı kaygı ve davranış biçimi, herkesi tepetaklak ilk iki basamağa geri göndermiş durumda. Bu temel insani refleksler dünyanın her yerinden aynı şekilde ortaya çıkıyor.Virüsün ne zaman biteceği yönündeki belirsizlik ise uzun vadede insan psikolojisi üzerinde kalıcı zararlar yaratabilir uyarıları giderek artıyor.Görünen o ki bu virüsün en çok mağdur ettiği kesim, kadınlar. Temizlik ve yemek yapma faaliyeti katlanarak yükselen kadınlara yönelik şiddetin arttığı uyarıları ise giderek artıyor.Koronavirüse karşı aşı henüz bulunabilmiş değil. Birkaç ülkede yapılan testlerin sonuçlarının netleşmesi için daha birkaç aya ihtiyaç var. Temel dileğimiz bu çalışmaların en kısa zamanda pozitif sonuç vermesi ve hayatın normale dönmesi..Sağlıcakla ve huzurla geçen bir ramazan ayı diliyorum hepinize!
YAZARIN DİĞER YAZILARI