?>
KANAAT VE TASARRUF - (Ahmet Elhakan'ın Yazısı)
İş insanlarımızın, ev hanımlarımızın, çocuklarımızın, esnaflarımızın MUTLU ve ZENGİN olmalarının iki garanti yolu…KANAAT etmek ve TASARRUFLU yaşamaktır…KANAAT;Günümüz insanlarının en büyük hastalığı, hep kendilerinden yukarılardaki insanlara bakmaları ve ihtiyacı olmayan, ama komşuda olması hasebiyle alması gerektiğini düşündüğü nesnelerdir.Altındaki arabayı, evi, işini beğenmeyen mutsuz insanlar topluluğu oluştu günümüz de. Niye, çünkü; komşunun veya arkadaşının daha güzeli var…!Düşünmeyiz ki, arabası, evi, işi olmayanları. Kirasını ödeyemeyenleri, cebinde dolmuş parası olmayanları. Çocuklarına bakma için günlerce aylarca iş arayanları…Hani derler ya; Ayakkabım yok diyordum, ayakları olmayan birini görünce çok utandım…!O yüzden hep içimizde haset, hırs olmadan çok çalışıp, ama makamda mevkide, varlıkta hep altımızdakileri baz alıp, mutlu olmayı bilmeliyiz. Yoksa makamında varlığında sonu yok. En değerlisi helalinden kazanmak, en yükseği o makama geldiğinde geçmişini unutmayıp kul hakkı yememektir…Telefon bir ihtiyaçtır, ama her çıkan modeli almak ihtiyaç değil görgüsüzlüktür.Pahalı giysiler, anlamsız ev ihtiyaçları, sadece komşuda var diye alınan her şey tamamen kanaatsizliktir…TASARRUF;Evet mutlu olmayı öğrendikse, şimdi sırada zengin olmak var, onu da öğrenip, mutlu ve zengin bir toplum olalım. Çocukluğumdan beri iş yaparım, öğrendiğim iki şey var,Birincisi, çok çalışmak…İkincisi ise kazandığından daha az harcamaktır. Toplum olarak tasarruf yapmayı bilemediğimiz için hep ayın sonunu getirmek için plan yapmışızdır hayatımız boyunca…İş adamlarımız ilk hedefi, kazandığı parayla ilk olarak, aslında ihtiyacını gören, arabasını ve evini değiştirmektir. Bu ne demektir biliyor musunuz ?Ömrü boyunca, yatırım yapmasına yetecek parasının olmayacağı, kazandığı 100 liranın, hep 150 lirasını yediği için her yıl 60 lira açık vereceği…Yıllarca hepimiz yurt dışında değişik ülkelere gittik. Bu bazen üçüncü dünya ülkesiydi, bazen de gelişimini tamamlamış bir ülkeydi. Üçüncü dünya ülkeleri hep kendini olduğundan farklı göstermek telaşında ve çabasında olan insanlarla görüştük.Bazı ülkelerde ise, rektörüyle makinadan kahvemizi beraber aldık. Görüştüğümüz koca koca iş adamlarının, araba, telefon, elbise takıntısını görmedik. Bize projelerini anlatıp bizimkileri dinleme derdindeydiler.Evet, demek ki ‘’Kanaat’’ edip, hep üstümüzdekilere değil, olmayanlara bakıp fazlalıklarımızla yetineceğiz. Toplumda ki olan insanlar bakıp mutsuz olacağımıza, olmayan insanlara ne kadar yardım edip onların ihtiyaçlarını karşılayabiliriz deyip mutlu olmalıyız…Evet, demek ki, başkasında gördüklerimizi değil, ihtiyacımız olanları alıp, kazandığımız her kuruşun bir miktarını tasarruf etmeliyiz.KANAAT edip mutlu olmalı,TASARRUF edip zengin olmayız…Dip not: Konjonktürel felaketler ve mücbir sebepler hariç…!
YAZARIN DİĞER YAZILARI