?>
İSTANBUL DEPREMİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Perşembe günü İstanbul'da herkesin yüreğini ağzına getiren 5.8 şiddetinde bir deprem oldu. Şiddeti küçük de olsa depremin doğurduğu kaygılar ise çok yüksek.Binlerce İstanbullu geceyi sokaklarda geçirdi. Ama bu geçici bir çözüm.Bilim adamları uzun zamandır İstanbul'un bekleyen büyük bir deprem olacağı konusunda uyarılar yapıyorlar. Son depremde ortaya çıktı ki yıllarca yapılan deprem uyarıları hep havada kalmış. Daha ilk dakikalarda GSP operatörleri kilitlendi. Gün boyu İstanbul'da yaşayan akraba ve arkadaşlarına ulaşmak isteyenler ise ancak sosyal medya yoluyla gelişmelerden haberdar oldu. Her ay bir sürü para verilen GSM şirketleri sınıfta kaldı.Ayrıca depremde toplanma alanı olarak belirlenen yerlere farklı yapıların inşa edildiği de ortaya çıktı.Yapıların depreme uygun olmadığı da bir kere daha anlaşıldı.Hükümetlerden, bürokrasiye, yerel yönetimlerden mesleğini gereğini yerine getirmeyen tüm kurum ve kuruluşlar yaşanacak bir depremin sonuçlarından da birebir sorumlu.Çarpık yapılaşma, kaçak yapılar ile kentleşmeyi birbirine karıştıran bir ülkeyiz maalesef. Gelişmeyi ve kentleşmeyi yükselen apartman sayılarıyla orantılandıran bu anlayış hangi ara sirayet etti bilmiyorum ama zemini bu yüksek binalara uygun olmayan o kadar çok yerleşim yeri var ki.Depremin yaşandığı saatlerde Silvan'daydım. Doğup büyüdüğüm bu ilçeye uzun zamandır gitmemiştim. Uzaktan bir vaha gibi yeşil görünen Silvan'ın yeşilliğinden geriye birşey kalmamış maalesef. Silvan ikinci derece deprem kuşağı üzerinde yer alıyor. Ama son beş on yılda artan yapılaşmada bu tehlikenin gözardı edildiği bariz.İlçenin girişinden itibaren 10-15 katlı apartmanlar ile karşılaşıyoruz.İmar planına uygun olmayan bu yapıları, ilçenin tarihi dokusunu da katletmiş adeta.Zembilfiroş Burcu, kale duvarları, Tarihi Üstünler Konağı gibi yapılar ise bina arkalarında, sokak arlarında kalmış.Daracık sokaklarda, eski binaların üzerine yapılmış apartmanlardan biri dikkatimi çekti. Üç katlı eski bir binanın balkonlarının önüne bir oda ve bir balkon eklenmiş, arka tarafa da yine aynı şekilde etkler yapılarak bina genişletilmiş. Eski üç katın üzerine yeni dört kat daha çıkılarak bir apartmana dönüştürülen bu binanın görsel olarak bile çok tehlikeli göründüğünü söylemem gerek. Postane Binasının arkasında yükselen bu yapı, Hükümet Konağı bahçesinin üzerinde yükseliyor ve görüntü itibari ile bile çok tehlike arzeder durumda.Binayı görünce Allah depremden korusun diye düşündüm. Allah hepimizi depremlerden korusun ama bizi bu abuk subuk ve tehlikeli yapılardan kim koruyacak?
YAZARIN DİĞER YAZILARI