Bir insanın hayatı nasıl geçiyor. Kaçınılmaz bir gerçek vardır, Dünyaya gelmek ve Dünyadan göç etmek, bu iki gerçeği hiç kimse inkar edemez.Bu iki yol arasında insanın ne yaptığı neler yapacağı hiçbir zaman belli değil, Kimi zengin doğar, büyür lüks hayat yaşar, kimisi fakir doğar, sefalet ve yoksulluk yaşar, bu iki yaşam arasında büyük fark vardır, buna kader diyenlerde var, alın yazısı diyenlerde.Kimisi zenginlik içinde hayat sürer, malına mal katmak için her türlü yola baş vurur, kazanmak için bazı insanların sefil olmasına yoksul olmasına sebep olur hiç umuru bile olmaz, yardıma gelince bir yoksula 1 kuruş yardım yapmaz, fakat bir gazinoda veya meyhanede milyonlar harcar umuru bile olmaz.Kimisi sabahın erken saatinde evine bir lokma ekmek götürmek iş arar, hamallık, amelelik, şoförlük yada bir Devlet kurumunda çalışır.Kimisi de evine ekmek götürmek gün doğmadan evinden çıkar yanında bulunan torbası ile sokak sokak dolaşır çöp bidonlarının içinde kağıt, naylon,  teneke toplar para kazanmaya çalışır.Zenginde olsan fakirde olsan işte ikinci gerçek ölüm bir gün kapını çaldığı zaman, bu fani dünyada yaşadığın sürece haksız kazandığın paraların hesabını tek tek verme zamanı gelecek.Apartmanların, dükkanların, Bankadaki paraların hepsi bu dünyada kalacak, geride bıraktığın varislerin bir bir bunları yiyecek arkandan bir Fatiha bile okumayacak.İşte mallarını ALLAH yolunda dağıtmayanların akıbetinin sonu.Elbisen soyarlar üryan ederler.Arkandan malını talan ederler.Evladı ayalin şivan ederler.Geçti dost kervanı eyleme beni.Bu Dünya fanidir  Bur da kalınmaz.En sonu fenadır murat alınmaz.Azrail gelince hiç aman vermez.Geçti dost kervanı eyleme beni.