Bugün çoğu insanın yaşadığı güncel bir sorundan bahsetmek istiyorum: Öğrenilmiş çaresizlik... Öğrenilmiş çaresizlik, bireyin sürekli olarak olumsuz sonuçlarla karşılaşması durumunda, gelecekteki olumlu sonuçlara ulaşma yeteneğine olan inancını yitirmesi olarak adlandırılır. Günümüzde bu durumu çocuk, genç ve yetişkin her yaş grubundan insan yaşayabiliyor. Bu yüzden ben de öğrenilmiş çaresizliğin önemine değinmek ve nasıl başa çıkılacağıyla ilgili birtakım bilgiler vermek istiyorum.
Elbette ki hayatın olağan akışında her zaman istediğimiz sonuçlara ulaşmamız mümkün değildir. Öncelikle başarılı olmayı hepimiz istesek de başarısızlığın da normal bir durum olduğunu kabul etmemiz gerek. Önemli olan her zaman tüm imkânsızlıklara, başarısızlıklara ve yenilgilere rağmen düştüğümüz yerden kalkabilmek ve inancımızı yitirmemek değil midir? İşte öğrenilmiş çaresizlik de tam bu noktada karşımıza çıkıyor. Özellikle ebeveynler bilinçli olarak olmasa da bunu çocuklarına yaşatabiliyorlar. Örneğin; çocuğumuz matematik dersinde başarılı olamadığında, üst üste sınavlardan istenilen düzeyde bir not alamadığında genellikle sürekli başarısız olduğunu her ortamda vurgular dururuz. Bu ise çocuğumuzu öğrenilmiş çaresizliğe sürükleyen en büyük hatalardan biri. Büyüklerimiz ne derler bilirsiniz. "Bir şeyi kırk kez söylersen gerçekleşirmiş" işte bu söz aslında yaşanılan durumu özetler nitelikte. Çünkü bizler aslında karşımızdakine sürekli başarısız olduğunu söylediğimizde, bir noktada onun da kendine olan inancı gitgide azalır ve öğrenilmiş çaresizlikle yüzleşmek zorunda kalır. Artık ne yaparsa yapsın kendine olan inancı hep düşük olacaktır ve başaramayacağını düşünecektir. Kim bilir belki de çoğu öğrencinin matematik ve İngilizce gibi derslere olan bu bakış açılarının altında yatan sebep öğrenilmiş çaresizlikten geliyordur.
Peki bu öğrenilmiş çaresizliğin nedenleri nelerdir ve bireyde hangi semptomlarla kendini gösterir? Nedenleri arasında genellikle sürekli aşağılanmaya maruz kalmak, olumsuz ev ve iş ortamı gibi durumlar yer alır. Birey, bir noktadan sonra artık sürekli başarısız olacağına inanır ve öz güven eksikliği yaşar ve hatta bazen sosyal anksiyete gibi psikolojik sorunlar bile ortaya çıkabilir. Peki öğrenilmiş çaresizliği nasıl yok edebiliriz? Öncelikle çevremizdeki insanları takdir etmeyi bilmeliyiz, yine yapamadın ve hiçbir zaman da yapamayacaksın gibi söylemlerde bulunmamalıyız. Unutmayın ki yıkıcı eleştiri yapmak her zaman daha kolaydır. Önemli olan yapıcı eleştiride bulunmaktır. Çaresizliği kabullenmek, sürekli umutsuz hissetmek zorunda değilsiniz. Ne derler bilirsiniz. "İnanmak başarmanın yarısıdır."