Bunu başarmak, empati kurmakla başlar. Empati, sadece bir kişinin yaşadığı durumları anlamak değil, aynı zamanda onları bu koşullarda desteklemektir. Bunu yaptığımızda, hem kendimizi hem de çevremizdekileri daha iyi anlayabiliriz. Bir insanın özgeçmişini, kültürel geçmişini veya yaşam biçimini anlamaya çalışmak, bizim bu insanlara yaklaşımımızı derinden etkiler. Elbette herkesin mükemmel olduğu bir dünya yok. Hepimiz zaman zaman yanlış anlaşılabilir veya yanlış davranabiliriz. Ancak önemli olan, bu hataları kabul etmek ve insanları iyileştirmek için bir fırsat olarak görmektir. Samimiyetle yaklaşmak, bizi daha anlayışlı ve daha kapsayıcı kılar. Sonuç olarak, herkesi olduğu gibi kabul etmek, kişisel bir yolculuktur. Her gün bu yolculukta adım atıyoruz ve her adım, bizi daha iyi bir toplum yapma yolunda bir ilerleme olabilir. İnsanları olduğu gibi kabul etmek, hem bireysel hem de toplumsal olarak bizi daha güçlü ve daha bağlı bir topluluk haline getirebilir.