Malumunuz hepiniz ekmek fiyatlarının 1 Ağustos itibariyle 12 TL’ye çıkacağını duymuştur. Ama gözden kaçırdığımız iki husus var. Birincisi 450 gram ekmek 8 lira iken 400 gram ekmek 10 liraya yükselmişti.

Yani yapılan zam aslında 2 lira değil, 4 liraydı. Buğday o gün itibariyle de TMO tarafından yine alınmıyordu. Yine çiftçi serbest pazarı vicdansız çarkına teslim oluyordu.

Aradan bir ay geçti geçmedi. Ekmek yine 400 gram fiyat 12 lira olacak. Buğday üreticisi ise yine serbest pazarın vicdansız çaplarına teslim olacak. Ulusal basında da konu olduğu gibi buğday üreticisi TMO’dan randevu alamamakta 9 veya 10 liraya satacağı ürününü fırsatçılara 6 lira veya 7 liraya satmak zorunda kalıyor.

Buğdayda artış olmamasında rağmen ekmeğe yapılan gizli ve açık zamlar vatandaşa yeter artık dedirtirken, çiftçilerin de isyanını duymamak mümkün değil.  Ortada artan bir buğday fiyatı olmamasına rağmen,  doların 27 bandında olmasında rağmen ve ortada ne fol ne yumurta yokken bu ekmek fiyatı niye arttı, manipilatörler mi iş başında?.

Hoş kafamızı kaldırıp baktığımızda yüzde bin kira artışı, ilaçlara yapılan zammın üzerine dışında yüzde 36 daha zam yapılması dolar 28 TL iken benzin fiyatları liste başı 22 TL idi. Ve minibüsler 6 buçuk TL idi. Dolar 27 lira şehir içi ulaşım 10 TL, benzin 36 TL’yi zorluyor. Şimdi ortada bir tablo var. Ve tablo oldukça karamsar.

Öyle tezat, öyle karmaşık ve öyle grift karaya çalan bir grilik var ki ülkenin gidişatını anlamak akıl karı değil. Tıpkı memura en düşük 22 bin TL verilmesine karşın, seçimlerde Sayın Erdoğan’ı destekleyen emeklilere 7 bin 500 TL reva görülmesi gibi akıl almaz bir atmosfer solunuyor.

Ne diyelim desek hiçbir şeyin hayra doğru gittiğine inancımızın kalmadığı ancak diyebiliriz.