?>
DİYARBAKIR'IN YÜKSEK KAHVESİ'NDEN DÜNYA DAMA ŞAMPİYONLUĞU'NA
Dama genelde yaşlıların oynadığı bir oyun olarak bilinir. Ama Diyarbakırlı 30 yaşındaki genç oyuncu Nihat Aydın, bir ay önce Kuveyt'e düzenlenen Dama Turnuvası'nda dünya şampiyonu oldu.Bu oldukça sevindirici bir durum.Nihat ile röportaj yapmak üzere Yüksek Kahve'ye gittim. Bu kahve, şampiyonun gelişiminde önemli bir kilometre taşı.Kahveye girdiğimde Nihat, arkadaşlarıyla dama oynuyordu.Nihat, rakibi Remzi'yi birkaç hamlede yendi.Kahvenin müdavimleri genelde yaşlı insanlar. Birçoğu emekli ve günlerinin birkaç saatini burada geçiriyorlar. Yüksek Kahve için 'Yüksek siyasetin döndüğü yer' ifadesi çok sık kullanılsa da burası aynı zamanda Diyarbakır'ın en iyi dama oyuncularının bir araya gelip müsabaka yaptığı belli başlı mekanlardan biri.1994 yılında Kulp’un İnkaya köyünden zorunlu göç sonucunda Diyarbakır'a yerleştiklerinde Nihat altı yaşındaymış. Küçük yaşlardan itibaren hem okulunu okumuş hem de çalışarak ailesine katkıda bulunmaya çalışmış. Damayı çalıştığı iş yerinde görmüş, yaşlıları izlemiş uzun yıllar. Daha sonra yere çizdiği çizgiler ve taşlarla pratik yapmış ama usta dama oyuncularını izlemek, hamleleri ve oyunları görmek onun en iyi öğretmeni olmuş."Çocukken o kadar çok dama düşünüyordum ki, neredeyse diğer aktiviteleri ihmal ediyordum. Rakiplerimi nasıl yenebilirim diye hamleleri düşünerek yatardım. Daha iyi oynayan birini görünce daha çok merak saldım, oynama şevkim arttı. Türkiye'de kim iyi oynuyor diye hep iyi oyuncuların peşinden gittim, iyi oyuncular nasıl oynuyor hep takip ettim. Ama vazgeçmedim" diyor.Diyarbakır'da eskiden çok iyi dama oyuncularının olduğunu söyleyen Nihat, iyi oyunculuğun iyi izleyicilikten geçtiğine inanıyor.15 yaşında iken Diyarbakır'ın en iyi oyuncularından birinin yendikten sonra iyi bir dama oyuncusu olduğunu farketmiş. Heci Mihemed Simaqî adındaki profesyonel dama oyuncusunu yenince özgüveni artmış. Tabi bunda yaşlı adamın övücü sözleri de olumlu etki yapmış.Nihat, damanın basit bir oyun olarak algılandığını ama bu oyunun derinliğinin daha keşfedilmediğine inanıyor.Gıda sektöründe çalışan genç oyuncu, damanın hayatında çok yer kapladığını söylüyor. Beynimi dinlendirmek için bilinçli olarak birkaç hafta oynamadğını anlatıyor."Dama da satranç gibi beyin sporu, insana geniş düşünmeyi sağlıyor. Ama en büyük kazanımı da sabretmeyi öğretiyor. Eğer sabırlı değilseniz iyi bir dama oyuncusu olmazsınız" diyor ve bu oyun sayesinde çok iyi dostlar edindiğini söylüyor.Türkiye’nin birçok kentinde dama turnuvalarına katılmış Nihat. Çocukluğundan gelen bu tutku ona birçok başarı sağlamış. İlk şampiyonluğu ise 2013 yılında da Türkiye Şampiyonluğu.2018'de Dünya Dama Elçisi olarak adlandırılan Fadi Umran'ın, Lübnan'da Haziran ayında organize ettiği turnuvaya Türkiye grubu olarak katılmış."İstanbul'dan Ogün Tanker ve Faik Yıldız ile birlikte Lübnan'dan birincilik ile döndük. İki hafta önce de Kuveyt'de Dünya Dama Turnuvası'nda katıldım, yedi ülkeden yaklaşık elli kişinin katıldığı turnuvada dokuz kişi ile karşılaştım, yedi kişiyi yendim, iki kişi ile berabere kaldım. Turnuvanın birincisi oldum."Bazı oyunların üç gün sürdüğünü söyleyen Nihat "Rakibimi tanıyorsam onun hamlesi mi, oyunu mu, çıkışları mı iyi ya da zayıf, ona göre oyunumu kuruyorum. Savunma, saldırı, hamle ve oyun zenginliği damayı güçlü kılıyor. Hamleci oyuncular ve oyunbaz oyuncular vardır. Satrançtaki tek piyon bir hamlede tıkanabilir ama damada bir taş ile, elli, yüz sefer oynayabiliyorsunuz" diyor.Nihat'ın Kuveyt'te yendiklerinden biri de abisi Suat. Onun hikayesi Nihat'tan farklı. Damaya o da çocukluğundan beri ilgili ama önceliği tekvando olmuş. Aldığı birçok dereceden sonra profesyonel olarak dama oynamaya başlamış.Diyarbakır ve Van'da düzenlenen turnuvalarda Türkiye birincisi olmuş ama Kuveyt, ilk uluslararası deneyimi olmuş. Kardeşi ile üçüncü turda karşılaşmayı da kötü bir tesadüf olarak tanımlıyor.Damanın derin, sonu olmayan, hamle içinde hamle fırsatı sunan bir oyun olduğunu söylüyor Suat."Bu da Ortadoğu'da yaşayan biri için biraz daha cezbedici. Çünkü Ortadoğu'da siyasi, insani her konuda bir şey yaparken öncelikle düşünmeniz sonra oynamanız lazım, dama işte buydu. Eğer önce oynar, sonra düşünürseniz hep kaybedersiniz. Bunu değiştirmenin bir yolu da düşünmeyi daha aktif hale getirmekti ve bu coğrafya için bu bir gereklilik."Suat'ın anlattığına göre dama Osmanlı döneminde de değer gören bir oyunmuş. Hatta Sultan Abdülaziz, damaya değer verdiği için en iyi dama oyuncularına maaş bağlamış. Damacı başına maaş bağlayıp sarayda görev vermiştir.Ortadoğu'da, Türkler ve Kürtler arasında çok yaygın olan damanın gençler arasında yayılması da her iki kardeşin amacı.Bir de damanın satranç gibi başarılı oyunculara ekonomik anlamda da bir kazanç sağlamasının önemine dikkati çekiyorlar."Eğer damada derce alan oyuncular maddi olarak da tatmin edici bir karşılık bulursa, dama ilgi daha çok artar."Aydın kardeşler, bu yıl Diyarbakır'da çocuklar ve gençler arasında da dama turnuvası düzenlemek istiyor.Aydın kardeşlerin başarılarının devam etmesini diliyoruz.
YAZARIN DİĞER YAZILARI