Diyarbakır’a bu güne kadar gelmiş Mevlithanlar arasında önemli yer alanlar arasında, başta Celal Güzelses gelmektedir. Mevlit geleneği açısından zengin folklorik özelliklere sahip Diyarbakır, bu geleneğin taşıyıcısı çok sayıda mevlidin yazıldığı ve birçok kıymetli mevlithanın yetiştirdiği şehirlerden biridir. Bu isimlerin başında elbette ki, müzisyen ve bestekâr yönüyle de meşhur olan Celal Güzelses gelir.Asıl İsmi ‘’Mehmet Celalettin’’ olan Celal Güzelses ilkokul yıllarında, babasının da mensubu olduğu Rufai Tekkesi’ne devam etti ve tekkede Kur’an dersleri aldı. Dokuz yaşında hafız oldu. İlkokuldan sonra başladığı Rüştiye, 1. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla kapatılınca, tahsilini yarıda bırakmak zorunda kaldı. Bu arada Rufai Tekkesi’ne Şeyh Zeki Efendinin müridi olarak devam etti. Diğer taraftan cümbüş çalmayı öğrenerek, Diyarbakırlı divan şairlerinin eserlerini besteleyip okumaya başladı.Sesinin güzel olması, makamları bilmesi, usullere riayet etmesi ile bu tekkenin sevilen gençleri arasına girdi ve Ulu Cami’de müezzinlik yapmaya başladı. Daha sonra ifa edeceği Ulu Cami Baş Müezzinliği görevini vefatına kadar sürdürdü.Celal Güzelsesi örnek alarak Mevlithan olanlar arasında çok değerli Mevlithanlar var; Celal Sevimli, Tarık Çıkıntaş, bu iki Mevlithan da (amma idi), Mevlithan Mustafa, M. Necati Yandi, Şaban Peker, Hafız Hikmet Timur, Hafız Ahmet Bayram, Mehmet Salih Alpay, Hacı Lütfi İmamoğlu ve Hafız Süleyman Mergen, aynı zamanda Diyarbakır Tarihçisi, gazeteci, yazar ve şair Mevlüt Mergenin oğludur.