?>

DİYARBAKIR VE BEN-U SEN - (Fahrettin Kanat'ın Yazısı)

Fahrettin KANAT

2 yıl önce

Diyarbakır’ı anlatmakla bitmiyor. Günlerce, aylarca, yıllarca yazsak bitmez. Tarihi o kadar geçmişe dayanıyor ki hemen hemen bütün kavimlerin izleri var bu topraklarda.Tabi ki bu önemli tarih kokan şehrimizin en önemli yapıtı surları.Toplam 5 kilometre uzunluğunda ve 82 burcu ile Dünyanın en büyük kalesi olan Diyarbakır surlarında yontma taş ustalığının görkemini sergileyen bir birinden güzel burçlar yer alır. Bunlar içinde en ünlüleri surların güney ve batısında yer alan, çift başlı aslan ve kartal sembolleriyle, gizemli armalarla, zarif kitabelerle bezeli Evli beden ve Yedikardeş burçlarıdır.Diyarbakır kentinin üzerinde kurulduğu bazalt lav tabakasının  Güney Güneydoğu yönünde çöküntülerden oluşan Ben-u Sen  vadisine hakim iki kayalık çıkıntı üzerine birbirini görecek biçimde yapılan, Artuklu dönemi sanatının görkemini sergileyen iki burcun da değişik  anlatımlı öyküleri var.Evli Beden’in 90-100 yıl öncesine kadar genel evi olarak kullanıldığı için lanetli bir burç olarak bilinmesine karşın, Yedi Kardeş burcu özellikle çocuk sahibi olmak isteyen gelinlerin, kadınların uğrak yeri, kutsal bir mekan olarak tanınır ve sürekli ziyaret edilir.Burçlar üzerindeki kitabelerden anlaşıldığına göre her ikisinin de aynı dönemde ve Artuklu Hükümdarı El Malik-el Salih Mahmud tarafından 1208-1209 yıllarında devrin ünlü mimarlarından Halepli Cafer Bini İbrahim Es-Şarafi ile oğlu Yahya’ya yaptırılmış.İlginç efsaneleri var bu her iki burcun. Anlatılanlar arasında en yaygını şöyle; Hükümdarın emri üzerine burçların yapımını üstlenen Mimar Cafer ile oğlu Yahya tüm maharetlerini ortaya dökerken en güzel burcu yapmak üzere iddiaya tutuşurlar. Evli Beden’in yapımını mimar Cafer, Yedi kardeşin yapımını oğlu Yahya üstlenir.Baba ile oğlu aynı gün işe başlar ve bir yıl sonra aynı gün eserlerini bitirirler. Her iki burç da birbirinden görkemli, birbirinden güzel olmuştur. Ne var ki, görüntüleri iki ustayı da tatmin etmez. Önce, baba Cafer karşı burçtaki oğluna seslenir, ‘’Seninki daha güzel olmuş…’’ Kendi yaptığı burcun üzerinde, babasının eserini hayranlıkla seyreden oğlu Yahya da avazı çıktığı kadar bağırmış, ‘’Hayır seninki daha güzel olmuş…’’ Karşılıklı hitaplar sürüyorken, baba Cafer içerlenir ve ‘’Oğlum ben üzülmeyeyim diye öyle söylüyor’’ diyerek ‘’Ya Allah Ya Bismillah’’ deyip kendini burçtan aşağıya atmış. Bunu gören oğlu Yahya da üzüntüsünden kahrolarak kendisi aşağıya atmış. Her ikisi de kayalara çarpa çarpa can vermişler.  
YAZARIN DİĞER YAZILARI