Diyarbakır Basını 153 Yaşında... Ama Müzesi Yok… - (İbrahim Evirgen'in Yazısı)
İbrahim EVİRGEN
2 yıl önce
Mithat Paşa’nın desteğiyle ilk vilayet resmi gazetesi olarak Rusçuk’ta yayınlanan Tuna’yı saymazsak, Diyarbakır’da 3 Ağustos 1869 tarihinde Resmi Vilayet gazetesi olarak yayınlanan DİYARBEKİR Gazetesini Anadolu’da çıkan ilk gazetelerden biri olarak kabul edebiliriz.Bu gazete 1931 yılında Tahsin Cahit Çubukçu ve Zekai Arman’a satılarak özelleştirildi. 15 Kasım 1937 günü kente gelen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Halkevi salonunda halka hitap ederken, “20 sene sonra tekrar Diyarbakır’da bulunuyorum” demesi üzerine ertesi gün hem gazetenin, hem de kentin adı değiştirilerek Diyarbakır oldu. Tam 94 yıl aralıksız yayın hayatını sürdüren Bu gazete ne yazık ki, 2 Eylül 1963 günü çıkan son sayısıyla yayın hayatına son verdi.Bu hesaba göre Diyarbakır basını 153 yaşında… Bir buçuk asırdan beri kadim kentimizde yayın hayatını sürdüren birçok gazete ve dergi çıkarıldı. Bunların bir kısmı çeşitli nedenlerden dolayı kapandı. Ancak Diyarbakır’da yayın hayatını sürdüren şu anda sekiz adet yerel gazete ve arada bir yayınlanan birkaç tane de dergi var.Böylesine önemli bir kentin basın tarihini, kentin hafızasını gelecek kuşaklara aktaracak, ne yazık ki, bir BASIN MÜZESİ yok…Eskiden “gazetecilik” derdik. Ya da kısaca “Basın”…Son yıllarda adı Medya’ya dönüştü.Yazılı medya tarihtir, kentlerin, ülkelerin kısacası dünyamızın tarihidir ve geleceğe bırakılan en önemli eserdir. Diyarbakır; yazılı medyanın en önemli merkezlerinden biridir. Bir asır önce de böyleydi, bugün de böyle.Basın müzesinin olmayışı gerçekten, kadim kentimiz için büyük bir eksiklik…Böylesine önemli bir metropol kentte mutlaka bir Basın Müzesi’nin olması lazım. Aslında geç bile kalındı. Kentin hafızasının gelecek kuşaklara aktarılması açısından da önemli olan Basın Müzesi’nin bir an önce hayata geçirilmesi gerekir diye düşünüyorum.Çünkü, kadim kentimizde açılacak bir Basın Müzesi, müzecilik açısından taşıdığı önemli görevinin yanı sıra, kültür ve sanat etkinlikleri yönünden de bir takım işlevlerin adresi olacaktır.Konferans, panel, gibi toplantılarla, çeşitli sanat çalışmaları ve değişik seminerler düzenlenmesi Basın Müzesi`nin faaliyetleri arasındadır.Basın Müzesi`nin salonlarında basın teknolojisinin başlangıçtan bu yana geçirdiği evrim izlenebilir. Taş baskı örnekleri, düz baskı makinesi, rotatif , tipo entertip, prova tezgahları, giyotin, pedallar, eski daktilolar, teleksler, telefotolar arasında nostaljik bir gezi yapılabilir.Dolayısiyle kadim kentimize kazandırılacak bir Basın Müzesi’nin geçmişten günümüze geçirdiği evreler görsel ve işitsel aktivitelerle anlatılarak, nostaljik bir seyahat yapılabilir.Ayrıca, müzede, basın ve yayın tarihinin gelişimi değişik maketlerle de anlatılabilir.1729’da İbrahim Müteferrika tarafından kurulan matbaanın birebir modeli, bu matbaada basılan bazı örnek eserlerle birlikte basın müzesi’nde sergilenebilir. Türk basın hayatında iz bırakan önemli gazetecilerin yağlıboya portreleri de müzede sergilenen eserler arasında yer alabilir. Bu ve buna benzer birçok aktiviteler, açılacak müzede gerçekleştirilebilir.Sonuç olarak birçok işlevi yerine getireceğine inandığımız böylesine önemli bir müzenin kadim kentimizde hizmet vermesi ve bir an önce açılması gereklidir diye düşünüyorum.Çünkü açılacak bu müze yarınımızın teminatı olan gençlerimize bırakacağımız bir kültür mirası olacaktır.Adı geçen konu için yetkililerin bir an önce bu projeyi hayata geçirmesini diliyoruz.Aralıksız yarım asırdır matbaacılığın ve gazeteciliğin her kademesinde yer alan ve basın mesleğinin mutfağından gelen biri olarak, bu konuda yapılacak böylesine önemli bir projeye; her türlü bilgi, belge ve katkı sunmaya hazırız.Bizden söylemesi…Gerisi yetkililere kalmış…