?>

Değişim

Helin SEZER

12 ay önce

Herakleitos der ki: "Her şey değişir; her şey sürekli bir akış içindedir; her şey akar; bir nehre iki kez giremezsiniz; çünkü ikinci seferinde ne o nehir aynı nehirdir, ne de siz aynı sizsiniz." Yani değişmeyen hiçbir şey yoktur. Değişmeyen tek şey, değişimdir. Şöyle bir etrafa dönüp baktığımda artık her şeyin değiştiğini anlayabiliyorum. Teknoloji, hayata bakış açıları ve hatta toplumsal yargılar bile değişti. Evet, günün birinde zaman ilerledikçe birçok şeyin değişeceğini elbette ki öngörüyorduk fakat bu denli bir değişimi kimse beklemiyordu. Değişim, her toplum için gerekli olan bir unsurdur. Fakat değişen her öge ne yazık ki olumlu değildir.
Değişimin getirdiği olumlu ögelere toplumsal açıdan bakacak olursak örneğin; geçmişte özellikle de kırsal kesimlerde "kız çocukları okumamalı, ev işleri öğrenmeli ve zamanı gelince de evlenmeli" gibi bir toplumsal yargı vardı ve bu yargı büyük bir oranla değişti. Artık yurdumuzun çoğu yerinde kız çocukları okuyor. Çünkü ilerleyen teknoloji ve çağın getirdiği yenilikçi düşünce yapıları bu basmakalıp düşünceleri yok etti. Ardından kadınlar meslek hayatında daha aktif olmaya başladı. En önemlisi de artık insanlar daha özgür çünkü doğal haklarımızın ne olduğunun bilincindeyiz. Aynı zamanda değişimin eğitime de birçok olumlu faydası oldu. Artık birçok okulda öğretmenler teknolojiden yararlanarak ders anlatıyor. Öğretmenler her bireyin aynı şekilde öğrenmediğinin farkında ve bunun için de sayısız öğretim tekniğine başvuruyor. Son olarak, değişimin getirdiği en büyük yeniliklerden biri hiç şüphesiz teknolojidir. Teknoloji artık hayatlarımızda hâkimiyetini kurmuş durumda, her şey elimizin altında ve artık hiçbir şey eskiden olduğu gibi zor değil.
Değişen her ögenin olumlu olmadığını dile getirmiştim. Biraz da bu konuya açıklık getirmek istiyorum. Ben telefonların, bilgisayarın, sosyal medyanın yani kısacası teknolojinin aile bağlarını gitgide zayıflattığını düşünüyorum. Eskiden her şey bu kadar değişmemişken bir odada tüm aile bireyleriyle sohbet edilirdi ve vakit geçirilirdi. Yani bizi biz yapan değerlerimizin farkındaydık. Her şeye bugünkü kadar kolay erişemediğimiz için sahip olduğumuz şeylerin değerini oldukça bilirdik. Kim bilir bugün sahip olduğumuz onca imkâna geçmişte sahip olamasak da belki de o zamanlar daha çok mutluyduk. Çünkü insanlar geçmişte ruhunu doyurabiliyordu, mental açıdan bu kadar sıkıntılara sahip değildik. Zamanın değişmesi ve teknolojinin ilerlemesi insanların mutlu olması için yeterli sebeplerden değil. Önemli olan; ruhumuzu doyurabilmek ve sevdiğimiz insanlarla vakit geçirip hayatın tadını çıkarabilmektir.
YAZARIN DİĞER YAZILARI