Hastanelerde randevu almak çok zor bir hal aldı. Hadi randevuyu aldın doktorun istediği tetkikleri yapmak için aylar sonrasına gün veriliyor. En basit bir baş ağrısı için bile günler, haftalar sonrasına randevu alıyorsun. Doktor da bazı tetkikler istiyor. Örneğin diyor ki Emar (MR) çekmemiz gerek. Yönlendirdikleri yere gittiğinde çok şanslıysan 2 ay sonrasına randevu bulabiliyorsun. Değilsen maalesef 6 ay, 8 ay sonrasına randevu alabiliyorsun... Ama o süre zarfı içerisinde hastalığın gitgide ilerliyor ve tedavi olman zorlaşıyor. Bu süre zarfı içerisinde beyinde tümor varsa yayılıyor. Herhangi bir rahatsızlığın varsa, ilerleyip tedavi zorlaşıyor. Bu ihtimaller kötünün iyisi. Bir de kötü ihmalle de, bu süre zarfı içerisinde hastalığın ne olduğunu bilmeden hayatını yitirebilirsin... Geçen bir dakika bile hayati bir öneme sahip iken, aylar sonrasına verilen randevu sistemi, insan hayatının aslında ne kadar önemsiz olduğunu düşündürüyor...  

Alım gücü iyice düşen vatandaşların çoğu, özel hastanelere bırakın gitmeyi kapısından bile geçemiyor. Gidenlerin de ekonomik olarak beli iyice bükülüyor. Hastalığın vermiş olduğu stres ve üzüntü yetmezmiş gibi bir de istenilen ücretler karşısında iyice stres olup hastalığın ilerlemesine hatta başka rahatsızlıkların ortaya çıkmasına sebep oluyor.

Stres deyip geçmeyin. Stres bağışıklık sistemini zayıflatıp birçok hastalığa davetiye çıkarıyor. Mesela yüksek tansiyon, kalp hastalığı, obezite, depresyon ve diyabet hastalığı gibi strese bağlı ortaya çıkabilecek rahatsızlıklar arasında yer alıyor.

Erken teşhis hayat kurtarır, diyoruz bunu hepimiz biliyoruz, biliyoruz da tanı koymak için aylarca hatta yıla varan sürelerle beklemek zorunda kalıyoruz. Peki ‘’erken teşhis hayat kurtarır’’ sloganını ne kadar gerçekleştirebiliyoruz.

Artan kanser vakalarının önüne geçmek için sağlıkta ki bu engellerle nasıl iyileştirebiliriz bilemiyorum.

İyisi mi siz hasta olmamaya bakın!