Pandeminin başladığı 2020 yılından bu yana felaketler art arda geldi. 2020 yılının Şubat ayında önce Elazığ depremi ardından koronavirüs salgını sonrasın da yaşanan ekonomik kriz. Gelen bu felaketleri ne kadar sıralasak da bitmez. 2021 ve 2022 yılları da çok farklı geçmezken son yılların en büyük felaketini geçtiğimiz Şubat ayında yaşadık. 6 Şubat günü Mereş merkezli yaşanan iki büyük depremin ardından aralarında Diyarbakır, Adıyaman, Maraş ve Hatay’ın da olduğu 10 kent büyük hasar aldı. Yüzbinlerce insanın yaşamını yitirdiği, binlerce evin yıkıldığı ve milyonlarca insanın göç etmesine neden olan deprem bütün dengeleri değiştirdi. Aradan geçen iki aya rağmen yaraların hala sarılmadığı kentlerde halk dayanışma ile ayakta dururken acılarını ise uzun yıllara yaydı.Yaşanan depreme ve enkazlara rağmen kendini unutturmayan bahar yarına dair umutları yeşertti. Felaketlerin ardından açılan çiçekler ve yeşillenen doğa insanlara biraz olsun güç veriyor. Dağların yeşillendiği ekim zamanının başladığı kentlerde halk büyük bir yaşam savaşı verirken doğa da renkleri ve güzelliği ile bu savaşta insanlara güç veriyor. Zorluğa rağmen çadır diplerinde, dağlarda açılan papatyalar, bin bir renkli çiçekler kötü olan düne karşı insanlara umudu aşılıyor. Ekim ayıyla birlikte yeşillenen doğa da hayatın devam ettiğini gösteriyor.Bunların yanı sıra dört mevsim güzelliği ile bilinen Hevsel Bahçeleri de baharın gelişi ile yeşille büründü. Andemik çok sayıda bitki türünü ve canlıyı içinde barındıran bahçeler son dönemde yaşanan eko kırıma rağmen ayakta duruyor. UNESCO tarafından Dünya Miras Listesinde yer alan bahçeler dört mevsim farklı renge bürünürken bahar ayında ise görenlere görsek şölen sunuyor. Yok olmaması için STK ve ekolojistlerin büyük çaba harcadığı bahçeler ticarileştirilmeye çalışılırken yerel halk bahçelerin korunması taraftarı. Bahar ayıyla renklere bürünen bahçelerde bulunan çiçekler ve yeşillenen ağaçlar turistlerin de büyük ilgisini çekiyor.