?>

ALIŞKANLIKLARIMIZ!..

Mevlüt MERGEN

4 yıl önce

ALIŞMAKHayatın zorluğu var, sebepleri pek çoktur,“Tuzu kurular” hariç memnun olanı yoktur.Zorluğa tahammülse alışana kadardır,Namazı kıldı isek huzur orada vardır!..MMSÖZ GELİŞİDede ile torunu bir yokuşu tırmanıyorlar, torun bu yokuşu ilk kez çıkmaktadır ve yorulmuştur, dedesine sorar: “Dede bu yokuş çok kaldı mı?” dedesinin cevabı: “Alışana kadardır” dede devamlı çıktığı için alışmıştır, tıpkı  “tuzu kurular” hariç çoğu insanımızın hayatın zorluklarına alıştığı gibi.Yabancı paralar sürekli yükselir, altın hakeza, piyasada istikrarsızlık vardır, kimi gram ile oynar, kimi etiketle, siyasiler sadece konuşur, malzeme sıkıntısı çekmezler ve biz yani halk olarak bu duruma alıştığımız için (bu kelimeyi ilk kez kullanıyorum) kanıksamayız.Eğer asgari ücret ile sağlıyorsak geçimimizi arada bir değişen rakamlar yaşam şeklimizi  yani alışkanlığımızı değiştirmez, aynı minval üzere sürdürürüz günlerimizi, gerçi reklamlarına aldanıp bankadan içeri adım atarsak burada “kredi” alır ev veya araba sahibi olmak için kurduğumuz hayalleri gerçekleştirmek  istersek “borçlanmak istiyorum” dersek..Ve evet böyle dersek yeni bir alışkanlığı edinmek zorunda kalırız, çünkü her ay elimize geçen rakamın bir kısmını borçlandığımız bankaya ayırmak durumunda kalırız, sonra alışırız bu duruma, nedense bizlere “kredi” yani borçlandırma musluklarını açan bankaların “zarar” alışkanlığı bizim alışkanlığımıza benzemez, çünkü onlar hep kazanmaya alışmışlardır.Namaz yani Hak’ka itaatin dışındaki bütün alışkanlıkların bize zarar verdiğini düşünmeyiz, bizim adımıza düşünenlerde bizi uyarmazlar, demezler ki “kardeşim nedir bu sendeki kahvehane alışkanlığı, evinde çayın kahven yok mu,yok mu hayat arkadaşın, yok mu çocukların, yoksa hemen edinmeye baksana!..Alışkanlığı bilindiği için bazı sözüm ona akıllılar zararlı, haram ve yasak olduğu için sahtesini üretirler her marka içkinin ve içenlerin lakapları “alkolik” olur, tıpkı sigarayı bırakmayanlara “tiryaki” denildiği gibi, alışkanlığın başka bir türlüsünü siyasetçilerde görürüz: “konuşmak” nedense konuşmalarında “sadre şifa” bulunmaz, ya eleştiri vardır, ya da “övgü” aslında her ikisi de “oy” avcısıdırlar, konuşurken yaparlar avlarını!..Birazda “öz eleştiri” yapalım ve kendi alışkanlığımızı dile getirelim, bizim dilimiz, kalemimiz Diyarbekir demeye öylesine alıştı ki artık vazgeçemiyoruz, değil Antalya’da kutuplarda olsak dahi bu alışkanlığımızı sürdürürüz, bu alışkanlık sigara tiryakiliğinden, alkolik olmaktan, uyuşturucu bağımlısı olmaktan daha ötededir, farkı şudur ki zararlı değil bizim bu alışkanlığımız..Bizim bu alışkanlığımız isteriz ki eli kalem tutan herkeste olsun, varsın “dut yemiş” bülbüller kondukları dallarda ötemeden tünesinler, varsın alkolikler gece yarılarında evlerine gelirken avaz avaz bağırıp sokak sakinlerini uyandırsınlar, varsın sigara tiryakileri içtikleri zehirin izmaritini oturdukları pencere önünden veya balkondan aşağı atsınlar.Bu varsınları çoğaltmak öylesine mümkün ki, bizde bunun da alışkanlığı var,  zamanı boşa harcamak, özellikle  internete harcadığımız zaman,  sigara tiryakiliği, alkol bağımlılığı, aslı “kara” olan yalanı boyalayıp pembe, beyaz diye kullanmak, hasılı namazın hakka itaatin dışındaki bütün alışkanlıklarımızı bir tarafa bırakmalıyız diye düşünüyorum, acaba yanlış mı yapıyorum böyle demekle?..Selam ve dua ile.
YAZARIN DİĞER YAZILARI