Devlet her zaman marketleri, toptancıları denetliyor cezalar kesiyor.Unutulan yerler kontrol edilmeyen, sözüm ona ucuzluk pazarı.İnsanın aklı almıyor bu pazarlara, ancak alış veriş yapıncaya kadar bu pazarların insanları ne kadar sömürdüğünü anlıyorsunuz.Diyarbakır ofis semtinde üç ucuzluk pazarı var, insanlar buraların ucuz olduğunu sanıyor, ne yazık ki, bırakın ucuzluğu buralar en pahalı mal satıyor.Vatandaş hiçbir yerden sormadan ucuzluk pazarı olduğunu zannederek alış veriş yapıyor, ne yazık ki kandırıldıklarının farkında bile değil.İlk açıldıkları zaman ucuz mal sattıkları söyleniyor ve insanlar akın akın buralara uğrayarak ihtiyaçlarını temin ediyorlardı.Aradan zaman geçti bu ucuzluk pazarları gittikçe kısa zamanda büyümeye başladı, bu kadar kısa zamanda nasıl bu kadar büyüdü, bu malları nasıl getirdi diye hep düşünmüşüm.Sabah çay ocağında çay içerken kahvecinin düşünceli olduğunu gördüm ve sordum neyin var, bana verdiği cevap; ‘’Ağabeyim ben şok içindeyim, kahveme bir ampul almak için ofisteki Ucuzluk pazarına gittim 30 vatlık bir ampul aldım, kasaya parasını öderken fiyatının 50 lira olduğunu söylediler bende aldım, dedim hayat pahallı her şey pahallı buna da zam gelmiş düşüncesiyle iş yerime geldim, bir arkadaşa anlattım, iki saat sonra arkadaş beni çarşıdan aradı, burada ampulün fiyatı 20 lira deyince şok oldum ve 10 adet aldım, hayatımda bu kadar vicdansızlık görmedim’’ deyince, o zaman anladım ki bu ucuzluk pazarlarının nasıl bu kadar kısa zamanda zengin olduklarını anladım.Buraların en kısa zamanda denetime tabi tutulması ve gereken cezanın verilmesi gerekir.Bunu da söyleyeyim, o kahveci arkadaştan bende tedbir olsun diye 40 lira vererek 2 adet aldım.