Yüzlerce karede olmayan mutluluk!

Diyarbakır'da 38 yıldır fotoğrafçılık yapan Abdurrahman Deniz 1985'de nişan yüzüğünü satarak bu mesleğe başladığını belirterek, 'şipşak makineler vardı, çekip veriyorduk. Fotoğrafı görünce insanlar öyle şaşırıyorlardı ki anlatamam. Mutlu oluyordular. İnanın şimdi insanlar yüzlerce şeye sahipler ama yüzlerinde o mutluluğu göremiyorum.' dedi.

(ÖZ DİYARBAKIR HABER)

Röportaj / Safa Nur ORHAN  - Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yok olmak üzere olan yüzlerce meslekten birisi olan fotoğrafçılıkla ilgili alyansını satıp yüzük alan Abdurrahman Deniz’le görüştük.

Kaç yılında başladınız fotoğrafçılığa?

‘Nişan yüzüğümü satıp Fotoğraf Makinesi aldım”

Adım Abdurrahman Deniz yıllardır burada bu mesleği yapıyorum. 1985’den bugüne bu mesleği yapıyorum zamanlar içimden gelen bir istek vardı hani burçların özellikleri olur neye yatkın nelere değil de insanlar özellikle şimdiki gençler önem veriyorlar ya böyle şeylere işte burçların önemi yatkınlığı gibi işte benim burcumda demek buna yatkındı. Fotoğraf makineleri de yeni yeni çıkmıştı yaygınlaşıyordu anlayacağın mesleğin en zirve dönemiydi insanlar çoğu kamera gördüklerinde şaşırıyor, seviniyor ve hemen fotoğraf makinemizle onları çekmemizi istiyorlardı. Bizde tabi genciz tutku haline getirmişim mesleği gidip nişan yüzüğümü satmışım fotoğraf makinesi almışım öyle heyecanlıyım kim istese kuruyorum makineyi başlıyorum çekmeye saatlerce çeksem yorulmuş hissetmiyorum kendimi öyle güzel günlerdi işte..

Hep Bu dükkânda mı mesleğinizi icra ettiniz?

Ben bu dükkânı 1992 de açtım. 1985 de nişan yüzüğümü satıp makine aldım baktım insanlar fotoğraf çektiriyorlar yeni yeni yaygınlaşan bir meslek henüz kimse bilmiyor şipşak makineler vardı çekip veriyorduk fotoğrafı görünce insanlar öyle şaşırıyorlardı ki anlatamam inanın şimdi insanlar yüzlerce şeye sahipler ama yüzlerinde o mutluluğu göremiyorum tek bir kare bile öyle mutlu ediyordu ki insanları 1992 de Burada dükkân açtım içeride bir karanlık odam birde burası var tüm hayallerimi 2 odaya sığdırdım diyebilirim. 1996 da photoshop yapmaya başladım normalde photoshop 2000’ lerde çıkmaya başladı ancak ben her şeyi hep önceden yapmaya başladım. O zaman öyle ilgim vardı ki takip ediyordum Japonların termal kameraları vardı oradan onun kamerasıyla kameramanlık yapıyorduk dijital veriyi oradan alarak televizyona veriyorduk insanlar gelip kendilerini televizyonda gördüklerinde onlar şaşırırken bizde başarımızla gurur duyuyorduk.

2000’ lerde sonra bilgisayar yaygınlaşınca bizde işimize bilgisayarı da ekledik. Artık görüntülerin kalitelerini daha çok ayarlayabildik, görüntüleri düzeltmeyi flaş hatalarını ayarlamayı daha iyi hale getirdik.

Mesleğin geleceği için bir öngörünüz var mı?

‘’Artık gençler iş beğenmiyor’’

“Bizim mesleğimiz O yıllarda güzeldi. Biz heyecanlıydık işe yatkındık içimizde yapma hevesi canlılık vardı. Size anlattığım gibi gidip nişan yüzüğümü satıp fotoğraf makinesi almıştım inanın günlük çekimler yapar her akşam mutlaka fotoğraf makinemi silerdim o bile beni öyle mutlu ederdi ki anlatamam o duyguyu. Bize meslek liselerinden liselerden öğrenciler geliyor fotoğrafçılık okuyan ama kimse işi öğrenmek yapmak istemiyor müşteri artık hiç yok denecek kadar az olduğu için gençler parayı az buluyorlar meslek bitecek neden öğreneyim diyorlar. Gençlerde haklı şuan bizim meslek nadiren devam ediyorsa bu da devlet daireleri halen biyometrik fotoğraf, vesikalık fotoğraf istediği için devam ediyor yoksa şimdi öyle akıllı telefonlar çıktı ki bir fotoğrafı kaç farklı açıdan kaç pozda çekiyor arkasına en orijinal mekânları ekliyorlar kimse bunlar için artık fotoğrafçılara ücret ödemiyor.

Dükkânımı halen kapatmadıysam sebebi hem anılarım hem de biz burayı yazıhane gibi kullanıyoruz biz halen buradayız demek için varız demek adına kapatmıyorum” şeklinde konuştu.