"PASİF İÇİCİLİKTE AKCİĞER KANSERİNE NEDEN OLABİLİR"
Sigara kullanımının özellikle akciğer kanserine yakalanma riskini yüzde 90 oranında artırdığını belirten Doç
Sigara kullanımının özellikle akciğer kanserine yakalanma riskini yüzde 90 oranında artırdığını belirten Doç. Dr. Ahmet Şiyar Ekinci, Pasif içiciliğin hiç sigara içmemiş olan kişilerde de akciğer kanserine neden olabildiğini söyledi.
Memorial Diyarbakır Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Ahmet Şiyar Ekinci, “Tütün dumanından etkilenme de başta kanser olmak üzere yaşamı tehdit eden pek çok hastalığa davetiye çıkarmaktadır” dedi.
Sigara kullanımının özellikle akciğer kanserine yakalanma riskini yüzde 90 oranında artırdığını belirten Doç. Dr. Ekinci, sigara dumanında 4 binden fazla kimyasal madde bulunduğu, bunlardan en az 250'sinin zararlı ve 70'ten fazlasının da kansere neden olduğunu dile getirdi.
Nargile, puro ve pipo gibi tütün ürünlerin de sağlığı en az sigara kadar bozduğunu vurgulayan Doç. Dr. Ekinci, ürünlerin akciğer kanseri başta olmak üzere birçok kanser türüne, kalp ve damar soruları ile farklı hastalıklara yol açtığını ifade etti. Son zamanlarda sigarayı bırakma seçeneklerinden biri olarak öne çıkan elektronik sigaraların da kansere yol açabilecek pek çok kimyasal maddeyi içerdiğini anlatan Doç. Dr. Ekinci, bu nedenle de ürünün kullanılmaması gerektiğini söyledi.
Bıraktıktan sonraki 10 yıl içinde risk azalır
Sigaranın sağlığa zararının kullanıldığı anda başladığını belirten Doç. Dr. Ekinci, “Dumanı, ağız, dil, boğaz, yemek borusu, nefes borusu, akciğerler ve mideye doğrudan ulaşır. İçeriğindeki zararlı maddeler de saniyeler içinde kalp, beyin, kan damarları, böbrekler, mesane gibi pek çok organa ulaşır ve zarar verir. Bu nedenle kişi, sigarayı bırakmak için hiçbir zaman geç kalmış hissetmemeli ve vücudunun kendini yenileme fırsatını kaybetmemelidir. Sigarayı bırakanlarda özellikle kalp hastalığı ve kanser riski de yıllar geçtikçe giderek azalmaktadır. Sigara kullanımını bıraktıktan 10 yıl sonra kalp hastalığı ve kanser riski, sigara içmemiş bir kişi ile neredeyse eşit düzeye yaklaşmaktadır. Pasif içicilik, başkalarının kullandığı sigara, puro, pipo, nargile, elektronik sigara gibi tütün ürünlerinden kaynaklanan dumana maruz kalınmasıdır. Tütün dumanından etkilenme de başta kanser olmak üzere yaşamı tehdit eden pek çok hastalığa davetiye çıkarmaktadır. Çocuklar, yetişkinlere göre sigara dumanından daha çok etkilenmekte ve küçük yaşlardaki bu maruziyet, ileride önemli hastalıklara da zemin hazırlamaktadır. Çocukların tütün dumanının zararlı etkilerine karşı çok daha hassas olduğu bilinmeli ve bu nedenle dumansız hava sahaları oluşturmak, toplumdaki herkesin en önemli görevi olmalıdır” diye konuştu.
“Pasif içicilik yaşamı tehdit ediyor”
Pasif içiciliğin hiç sigara içmemiş olan kişilerde akciğer kanserine neden olabildiğini anlatan Doç. Dr. Ekinci, “Kalp hastalıklarını ve kalp krizini tetikler. Öksürük, balgam, hırlama ve nefes darlığı gibi sorunlara neden olur. Hamileyken pasif içici olan annelerin bebeklerinin daha küçük doğma riski yüksektir. Doğumdan sonra pasif içiciliğe maruz kalan bebekler, diğer bebeklere göre daha fazla akciğer enfeksiyonu geçirir. Pasif içicilik, astımı olan çocuklarda daha sık ve daha ağır ataklara neden olur. Pasif içiciliğe maruz kalan çocuklarda bronşit, zatürre ve kulak enfeksiyonu olasılığı daha yüksektir. Pasif içiciliğe maruz kalan bazı bebeklerde ani bebek ölümü sendromu görülebilir” şeklinde konuştu.