'Öğretmenlik meslek kanunu, ayrıştırıcı değil kapsayıcı olmalı'
Eğitim Bir-Sen Diyarbakır Şubesi, Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun yetersiz ve kapsamının dar olduğunu savunarak, kanunun yeniden düzenlenmesi ve kapsamının genişletilmesi talebinde bulundu.
Yaklaşık 2 yıl önce çıkarılan Öğretmenlik Meslek Kanununun ihtiyaçları karşılamadığını ve yetersiz kaldığını belirten Eğitim Bir-Sen Diyarbakır Şubesi, bu yönde gerekli tamamlayıcı adımların atılması talebiyle basın açıklaması düzenledi.
Diyarbakır merkez Kayapınar ilçesinde İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde düzenlenen basın açıklamasını Eğitim Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ramazan Tekdemir okudu.
Yetersiz değerlendirilen Öğretmenlik Meslek Kanununun kapsamının dar tutulduğunu, şube müdürlerini, ilçe Milli Eğitim Müdürlerini, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcılarını, bakanlık ve eğitim müfettişlerini, şahsa bağlı uzmanları ve araştırmacıları kapsam dışı bıraktığını dile getiren Tekdemir, kanunun bir kısım maddelerinin ise Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini ifade etti.
"Öğretmenlik ünvanlının kazanılmış bir hak olduğu unutulmamalıdır"
Tekdemir, "Bu günlerde yetersizliği açık ve iptal edilen maddeleri ile uygulama şansı kalmayan kanunun yeniden düzenlenmesi ve bu sefer kapsamı geniş, şiddete yaptırım içeren ve eğitimcilerin tamamını memnun edecek bir kanun tasarısı, TBMM gündemine gelsin istiyoruz." dedi.
Millî eğitim uzmanı, Bakanlık müfettişi, il millî eğitim müdürü ve yardımcısı, ilçe millî eğitim müdürü, araştırmacı, şube müdürü, eğitim müfettişi, eğitim müfettiş yardımcısı, eğitim uzmanı kadrolarında görev yapanlardan aranan hizmet süresini tamamlayanlara da uzman öğretmenlik/başöğretmenlik unvanına dayalı hakların tanınmamasını tepki gösteren Tekdemir, "Şube müdürü veya üstü kadrolarda bulunan personelin büyük bir çoğunluğunun diğer bakanlıklardan farklı olarak öğretmen kökenli olduğu, öğretmenlik ünvanlının bu kişiler yönünden kazanılmış bir hak, hak edilmiş bir unvan, yetkinliğe sahip bir meslekî tecrübe olduğu unutulmamalıdır." ifadelerini kullandı.
Bununla birlikte şube müdürü vasfı kazanmış, önceki görevde hangi pozisyon ve unvanda olursa olsun tamamına uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik haklarının tanımlanmasını istediklerini sözlerine ekleyen Tekdemir, şu ifadelere yer verdi:
"Siyasi iradeyi ve TBMM’yi meslek kanununda beklentileri karşılayan, millî eğitim uzmanı, Bakanlık müfettişi, il millî eğitim müdürü ve yardımcısı, ilçe millî eğitim müdürü, araştırmacı, şube müdürü, eğitim müfettişi, eğitim müfettiş yardımcısı, eğitim uzmanı kadrolarında görev yapanlardan aranan hizmet süresini tamamlayanlara da uzman öğretmenlik/başöğretmenlik ünvanına dayalı hakların tanınması konusunda adım atmaya çağırıyoruz."
Öğretmenlik Meslek Kanununda bazı konuları özetleyen Tekdemir, taleplerini sıralayarak, "Öğretmenlik Meslek Kanunu ekonomik krize kurban edilmemeli, ek ders ücreti artırılmalı, uzman ve başöğretmenlik kıdem süreleri söz verildiği gibi 5 ve 10 yıl olmalıdır. Kademe ilerlemesinin durdurulması cezası katmerli ceza haline getirilmemeli, birinci dereceye gelen bütün memurlara 3600 ek gösterge hayata geçirilmeli, kadroya geçen öğretmenler, kadrolu öğretmenliğin özlük haklarından faydalanmalıdır. Anayasal bir hak olan aile bütünlüğü teminat altına alınmalı, sözleşmeli öğretmenlik ünvanını kaldıran, ücretli köleliğe son veren bütün öğretmenleri aile birliği güvencesine kavuşturan bir meslek kanunu oluşturulmalıdır." şeklinde konuştu.
Tekdemir, konuşmasının devamında, "Özellikle kırsalda görev yapan ve son dönemlerde faiz servis ücretine maruz kalan öğretmenlerimizin seviş ve iaşe hizmetlerinin karşılandığı bir düzenlemenin de meslek kanununda yer alması gerekmektedir. Uzman ve başöğretmenlik ünvanına bağlı hakların emeklilik sonrasında kullanılabilmesinin önü açılmalı, sözleşmeli öğretmenlik ve öğretmen alımında mülakat kaldırılmalı, yardımcı hizmetler sınıfı kaldırılmalı, memurluğa sınavsız geçişin önü açılmalıdır. İptal edilen toplu sözleşme ikramiyesine çözüm üretilmeli, kamudaki şeflerin maaş dezavantajları giderilmeli ve en kısa zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin eğitim çalışanlarının haklarını gözeten bir anlayış çerçevesinde haklarımızı konusunda mutabık kalacakları bir düzenlemenin hayata geçirilmesi konusunda adım atması elzemdir, temel beklentimizdir." dedi.