MEME KANSERİNDEN KORUNMAK İÇİN 5 ÖNERİ

Onkoloji Uzmanı Doç

Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Şiyar Ekinci, meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu belirterek, bunun ortalama her 10 kadından birini etkilediğine dikkat çekti.

Memorial Diyarbakır Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Ahmet Şiyar Ekinci, meme kanseri, tedavi seçenekleri ve hastalığa karşı koruyucu 5 öneri hakkında bilgi verdi. Meme kanseri riskini en aza indirmek için hastalığa neden olan değiştirilebilir risk faktörlerinin ortadan kaldırılması gerektiğine dikkat çeken Ekinci, “Hormonlu gıdalardan ve özellikle yağlı yiyeceklerden uzak durmak, ilk doğumu 30 yaşından önce yapmak ve emzirmeye özen göstermek, alkol ve sigara kullanmamak meme kanseri riskini azaltan önemli faktörlerdir. Son dönemlerde soya izoflavanlarının östrojene benzer etkileri meme kanseri ile ilişkili olabileceği deneysel çalışmalarda ortaya koyulmuştur. Ayrıca A, C, E vitaminleri ile beta karotenin, likopenin ve antioksidanların yetersiz olması meme kanseri riskini artırabilir. Özellikle 50 yaş üstü kadınlar bu vitamin ve besinlere karşı dikkatli olmalıdır. Ayrıca bu kanser türünde genetik yatkınlık da çok önemli bir faktördür. Ailesinde meme kanseri öyküsü olan özellikle anne, teyze, abla gibi birinci derece yakınları meme kanserine yakalanmış olanlar risk grubunda bulunduklarını bilerek doktor kontrolü altında olmalıdır” dedi.

Günümüzde meme kanseri vakalarının artmakla birlikte tedavideki önemli gelişmelerin de hastalara uzun ve kaliteli bir yaşam olanağı sunduğunu dile getiren Ekinci, “Erken dönemde teşhis edilen meme kanseri vakaları, günümüzde tamamen tedavi edilebilmekte ve hasta kanserden kurtulmaktadır. Kanser tanısı konulan hastalar; sosyal yaşamdan kopmamaları, morallerini yüksek tutmaları ve tedavi sürecinde yaşanabilecek sıkıntıları en aza indirecek önlemler açısından bilgilendirilmelidir. Hastaların günlük yaşamlarına devam etmelerini sağlamak, tedavi sürecinin olumlu sonuçlanması için oldukça önemlidir” diye konuştu.

Güçlü bir bağışıklık sisteminin tüm hastalıklarda olduğu gibi meme kanserinden korunmada da etkili bir faktör olduğunu vurgulayan Ekinci, “Her gün düzenli olarak lif ve probiyotik maya içeren gıdaların yanı sıra süt, yoğurt gibi gıdaların da alınması hem sağlığın korunması hem de bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ile kanser riskini azaltan önemli faktörlerdir. Son yıllarda bazı merkezlerde yapılan çalışmalar, B vitamininin meme kanseri riskini yüzde 50 oranında azalttığını göstermektedir. Bir başka çalışmada B vitamini eksikliği olan ve meme kanseri teşhisi konulan hastalarda, metastaz riskinin B vitamini düzeyi normal olanlara göre daha yüksek olduğu anlaşılmıştır. Balık, yumurta sarısı, süt ve süt ürünleri, tereyağı B vitamininden zengin olan besinlerdir” ifadelerinde bulundu.

Meme kanseri tanısı konulan hastalarda bir takım tarama testleri yapılarak, hastalığın başka organlara da metastaz yapıp yapmadığını araştırıldığını anlatan Ekinci, şunları kaydetti:

“Böyle bir durum yoksa kanser memede sınırlıysa cerrahi tedavi planlanır. Uzak organ metastazlarında ise tümör çapı büyükse cerrahi öncesinde neoadjuvan tedavisi ardından da cerrahi müdahale yapılır. Her meme kanserinde memenin tümünü almaya gerek yoktur. Tümörün bulunduğu bölge, yerleşim şekli ve türüne göre son dönemlerde meme koruyucu cerrahiler ön plana çıkmaktadır. Bu tedavide memenin tümü değil sadece tümörlü alan alınmaktadır. Multidisiplinel yaklaşım ile cerrahi sonrası kemoradyoterapi nüks oranını oldukça azaltmaktadır. Total mastektomi yapılsa bile aynı seansta rekonstrüktif cerrahi ile hastaya yeni bir meme yapılması mümkündür.”

Ekinci, meme kanserine karşı şu önerilerde bulundu:

“Özellikle menopoz döneminde olan aşırı kilolu kadınlar, kilo kontrolüne önem vermelidir. Östrojen hormonunun kaynağı yağ dokusu olduğu için, bu dönemde aşırı kilolu kadınlarda meme kanseri riski ideal kiloda olanlara göre daha yüksektir. Günde ortalama 1 saat spor-egzersiz yapmak meme kanseri riskini azaltır. Meme kanseri riskine yakalanıp sonradan iyileşen kadınlar da spor yapmaya özen göstermelidir. Çünkü hastalığa tekrar yakalanma riskine karşı koruyucudur. Stres her hastalıkta olduğu gibi meme kanserinde de tetikleyici faktörlerden biridir. Yoğun iş temposu, sorunlu özel hayat, gürültülü şehir yaşamı strese neden olarak günümüz insanını depresyona sürüklemektedir. Bu nedenle stresi azaltıcı etkinliklerde bulunmak yararlıdır. Spor yapmak, aile bireyleriyle gezilere çıkmak, doğada yürüyüş yapmak gibi etkinlikler stresi azaltabilir. Stres ve depresyon ile baş edilemiyorsa mutlaka bir psikolog yardımı alınmalıdır. Erken teşhis, meme kanseri tedavisinde büyük başarı sağlar. Bu yüzden her kadın ayda bir kez ayna karşısına düzenli kontrollerini yapmalıdır. 40 yaşın üzerindeki risk gurubunda olmayan kadınlar ortalama 2 yılda bir, risk gurubunda olan kadınlar (genetik yatkınlık olanlar) ise yılda 1 kez mamografi çektirmeleri önerilmektedir.”   İHA