Diyarbakır Mimarlar odasından çağrı
TMMOB Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Cezaevi Komisyonu, Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi'nin müzeye dönüştürülme sürecinin şeffaf yürütülmemesine tepki göstererek, 'Kimden ne gizleniyor? kalıntıları mı yok ediyorsunuz? Açıklamasında bulundu.
Gülistan Korban RENÇBER - Diyarbakır Mimar Odası Cezaevi Komisyonu 12 Eylül Dönemi’nin işkenceleri ile anılan ve şimdilerde müzeye dönüştürülmesi için çalışmaları süren Diyarbakır 5 No’lu askeri Cezaevine ilişkin açıklama yaptı.
Hizmet binasında yapılan açıklamayı odanın cezaevi komisyonu üyesi Şerefhan Aydın okudu.
Diyarbakır 5 No.lu Askeri Cezaevi’nin, ülkede hakikat ve yüzleşme mekanizmasının sağlanabilmesine aracılık edecek en önemli canlı, kollektif hafıza mekânlarından biri olduğunu ifade eden Aydın, “
“Burada yaşanan hakikati açığa çıkarmak, yüzleşmeyi sağlamak, yaşanılanları canlı tutmak ve bir daha bu denli ağır travmaların yaşanmaması için büyük anlam ifade etmektedir” dedi.
“Müdahil olmamız kabul görmemiştir”
Aydın açıklamasında, “Özellikle kürt halkının bir bütünen de tüm toplumun kolektif hafıza mekânı olan Diyarbakır 5 nolu askeri cezaevi projesinin hazırlandığı bu süreçte sadece bakanlığın ve mimarlık ofisinin bu hakikati tam anlamıyla projeye yansıtamayacağı kaygısı ve gerçeğinden yola çıkarak bugüne kadar birçok çalışma yürütülmüştür. Böylesi travmatik olaylara neden olan uygulamalar ve uygulamaların yaşandığı mekân olan Diyarbakır cezaevi’nin kültür merkezi ve etnoğrafya müzesine dönüştürülmesine dair alınan kararın akabinde başlatılan çalışmalara gerek mimarlar odası olarak bizim, gerekse de farklı kurum ve şahsiyetlerin müdahil olma arayışı maalesef hiçbir şekilde kabul görmemiştir. Diye konuştu.
“Çalışmalar kamuoyundan, sivil toplum ve meslek örgütlerinden gizli bir biçimde yürütülmektedir”
Toplumun tamamına hitap eden bu tür projeler sadece bir mimarlık firmasının insafına bırakılmayacak kadar değerli ve önemlidir diyen Aydın, “Oysaki bu tür projeler ilk aşamadan sonuna kadar katkılara açık bir şekilde yürütülmelidir ki kaygılar ve şaibeler de oluşmasın. Maalesef şu ana kadar çalışmalar dönemin tanıklarından, kamuoyundan, sivil toplum ve meslek örgütlerinden gizli bir biçimde yürütülmektedir.16.08.2023 tarihinde Diyarbakır Rölöve Anıtlar Müdürlüğüne cezaevi kampüsünde olup bitenleri incelemek ve mevcut halini belgelemek adına inceleme müsaadesi için başvuruda bulunduk. Bugün itibariyle de henüz bir yanıt verilmiş değildir. Bunun üzerine direkt 29.09.2023 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığına başvurduk, ancak henüz bakanlıktan da herhangi bir yanıt alabilmiş değiliz. Kurumların bu umursamazlığı hatta yasayı hiçe sayan tutumu yukarıda bahsettiğimiz cezasızlık politikasının bir yansıması olarak okumaktayız.” Dedi.
Kamuoyu önünde soruyoruz!
Kamuoyu önünde soruyoru, diyen Aydın şu ifadeleri kullandı:
“Neden proje süreci şefaf yürütülmemektedir, kimden ne gizleniyor?
Neden Dilekçelerimize yanıt verilmiyor?
Neden alanda inceleme yapmamıza müsaade edilmiyor?
Vahşi işkencelere tanıklık eden içerideki o kalıntıları mı yok ediyorsunuz?
Bu yönetim anlayışından kaygılıyız!
Kaygılıyız çünkü Suru yakıp yıktılar yapay bir tarih inşa ettiller!!
Kaygılıyız çünkü Hasankeyfi canlı canlı sulara gömdüler!
Kaygılıyız çünkü Geliyê Godernêyi an itibariyle bile dinamitlerle patlatıyorlar!
Bu ve benzeri birçok pratikleri olan tanıdığımız bu anlayışının 5 nolu askeri cezaevinde neler yapabileceğini öngörmekte zorlanıyoruz ve kaygılanıyoruz. Ondandır ki kamuoyunu bu duruma karşı hasassiyet göstermeye çağırıyoruz.
İlgili kurumlara da çağrımızdır; cezaevi kampüsünde telafisi mümkün olmayan bir tablo oluşmadan biran önce alanda inceleme yapmamız için gerekli imkanları sağlamanızı istiyoruz!”