Diyarbakır'daki okulların eğitime elverişliliği tartışmalı
Anket sonuçlarına göre, Diyarbakır'daki okulların yüzde 87'si kalabalık sınıflardan oluşuyor ve öğretmenler, sınıfların eğitime elverişli olmadığını belirtiyor. Bu durum, öğrenci öğretmen etkileşimini olumsuz etkileyerek eğitimi zorlaştırabilir.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Diyarbakır Şubeleri kentti okullarda yaşanan sorunları ve eksiklikleri tespit etmek amacıyla yaklaşık bin öğretmen ile anket gerçekleştirdi. Ankete katılan eğitimcilere, “Okulunuz araç ve gereç yönünden yeterli donanıma sahip midir?”, “Okulunuzun yeterince temiz olduğunu düşünüyor musunuz?”, “Kurumunuzda mobbinge maruz kaldığınızı düşünüyor musunuz?” ve “Sınıfınızda kaç öğrenci bulunmaktadır?” gibi sorular yöneltildi.
ANKET SONUÇLARI
Mezopotamya Ajansı’nın aktardığı haberde, sorulara verilen yanıtlar sonucunda ortaya çıkan verilere göre, kentteki okulların yüzde 87’si kabalık sınıflardan oluşuyor. Katılımcıların yüzde 10,9’u okullarını araç gereç yönünden “yeterli”, yüzde 50,8 “kısmen yeterli”, yüzde 38,3’ü ise “yetersiz” buldu.
Eğitimcilerin yüzde 42,5’i okulların “temiz olmadığını”, yüzde 42,1’i “kısmen temiz” olduğunu belirtirken, yüzde 22’si “yeterince ısınmadığını”, yüzde 33’ü ise “kısmen ısındığını” dile getirdi.
KADIN EĞİTİMCİLERE MOBİNG
Yine kamusal alanda mobbinge uğrayıp uğramadıkları sorulan erkek katılımcıların yüzde 50’si mobbinge uğramadığını ifade ederken, kadınların yüzde 34’ü mobbinge uğradığını belirtti.
Eğitim Sen Diyarbakır 1 Nolu Şube Sekreteri Sinan Gündüz, yapılan anketi ve eğitimdeki sorunları değerlendirdi.
Eğitim alanındaki sorunları bilimsel verilerle desteklemek için anket çalışması yaptıklarını dile getiren Sinan Gündüz, “Diyarbakır’da aslında sınıflar eğitime elverişli değil. Bu da ciddi anlamda eğitimi olumsuz etkilemektedir. Diğer bir soru ise okullardaki hijyeni yeterli buluyor musunuz? Bu da çok önemli, Özellikle son dönemlerdeki bulaşıcı hastalıkların artmış olmasından kaynaklı. Hem eğitim emekçilerinin hem de öğrencilerin sağlığını ciddi bir şekilde etkileyen bir sonuç ortaya çıktığını gördük” diye belirtti.
Mobbing uygulanıp, uygulanmadığı sorusuna kadınların yüzde 34 oranında “Evet”, erkeklerin yüzde 50 “Hayır” yanıtı vermesini ise Gündüz, şöyle değerlendirdi: “Bu da şunu gösteriyor; cinsiyet arasında ilişkisel bir bağ olduğunu ve çalışan kadın emekçilerinin ciddi anlamda mobbinge uğradığını göstermektedir.”
Gündüz, “Mobbing hakkında ne kadar bilgi sahibisiniz?” sorusuna aldıkları yanıtlarda, mobbing konusunda bilinçsizlik olduğu ve bu konuyla ilgili olarak yeteri kadar çalışma yapılmadığını gördüklerini de belirtti.
Yaşanan bu eksikliklerin yanı sıra okullarda yoğun dinselleşme uygulamaları ile karşılaşıldığını ifade eden Gündüz, özellikle “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)” projesinin büyük tahribatlara neden olduğunu belirtti. İktidarın bu projelerle kamusal alanları dinselleştirmeyi hedeflediğini söyleyen Gündüz, “Birçok tarikatla yapılan protokoller sonucu yönetim kamusal alan dinselleştirilmeye çalışıyor. Bunu yaparken de homojen bir toplum yaratmak istiyor ama Türkiye’deki farklı etnik kimlik, inançları yok sayarak, tek tip bir ideolojik yapı yaratmaya çalışıyorlar. Bu Türkiye’de hem de bölgemizde yaşanan en büyük problemlerden bir tanesidir. Bir adı ÇEDES, bir adı ‘Tarih Yazan Çocuklar’ projeleridir. Tarikatlar eliyle yapılan bu projenin eğitim alanında yürütülen politikaların bölgemizde yürütülen asimilasyondan bağımsız olmadığını düşünüyoruz” diye konuştu.
Gündüz, eğitimde dinselleşmenin ve asimilasyonun önüne geçmek için mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti.