D.Ü. DEĞİŞİP, DÖNÜŞÜYOR

Yıllarca hak ettiği muameleden uzak kalan Dicle Üniversitesi gerçekleştirdiği aktivitelerle oldukça olumlu yönden değişip, dönüşüyor

Yıllarca hak ettiği muameleden uzak kalan Dicle Üniversitesi gerçekleştirdiği aktivitelerle oldukça olumlu yönden değişip, dönüşüyor. Üniversite kazanıp eğitim almak için gidenler bilir bir üniversiteyi tanıyabilmenin zorluğunu. Üstelik bu üniversite Dicle Üniversitesi gibi 27 Bin dönüm üzerine kuruluysa tanımak çok daha zor olabiliyor. Dicle Üniversitesinde yeni yaşam bulan bir uygulama eğitim alan öğrencilerden tam not aldı. Dicle Üniversitesi Rektörü Talip Gül’ün talimatı ile üniversite tarihinde ilk kez hayat bulan oryantasyon (Uyum) programı ile üniversitenin tüm alanları ile ilgili detaylı bilgiler yine ilgili birimler tarafından üniversiteyi yeni kazanan öğrencilere verildi. Öğrencilerin yoğun katılım gösterdiği program bundan sonraki süreçlerde devamlılık arz ederek sürdürülecek.

Köklü bir tarihi olan ama her ne hikmetse yıllar içinde kendine hor davranan Dicle Üniversitesi Rektörü Talip Gül ve ekibinin özverili çalışmalarıyla her gün olması gereken ama bir türlü oldurulmayan yeniliklerle tanışmaya devam ediyor. Kendi cihazlarını kendilerinin tamir ettikleri Biyomedikal birimini modernize ederek yıllık 7 Milyon TL tasarruf yapan Dicle Üniversitesi yine Rektör Talip Gül’ün talimatı ile yeni gelen öğrencilerin Dicle Üniversitesini tanımaları için ilk kez oryantasyon yani uyum çalışmaları başlattı.

Rektör Prof. Dr. Talip Gül’ün talimatıyla ilk defa organize edilen oryantasyon programında öğrencilere üniversitedeki akademik ve sosyal yaşam hakkında çeşitli birimler tarafından bilgilendirmeler yapıldı.

Programın amacının üniversite yaşamını tüm boyutlarıyla tanıtmak olduğunu belirten Dicle Üniversitesi Rektörü Talip Gül, eğitimin emek, sabır, uzun çalışma süreci ve odaklanma gerektiren çok önemli bir uğraş olduğunu, bu uğraşta başarılı olmanın temel hedeflerden biri olması gerektiğini söyledi.

Rektör Gül öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada üniversitede alınacak olan eğitimin mesleki gelişimin başlangıcı olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Üniversitemizde alacağınız eğitim sizlerin mesleki gelişiminizin başlangıç noktası olacaktır. Sizlere, üniversitenizi iyi tanımanızı öneririm. Dicle’de öğrenci olmanın mükemmelliğini; üniversitenizin sizlere sunduğu imkânları tanıdıkça ve değerlendirdikçe daha iyi anlayacak ve daha çok takdir edeceksiniz. Duyduğunuz güvenin; üniversitenizde edineceğiniz bilgilerle, deneyimlerle ve yaşayacağınız mutluluklarla derin bir aidiyet bilincine dönüşeceğinden; hayatınızın her döneminde kendinizi bir Dicle Üniversitesi mensubu olarak hissedeceğinizden eminim. Ülkemizin, bölgemizin ve insanlığın geleceğinin eğitime doğrudan bağlı olduğuna inanan Dicle Üniversitesi ‘Önce insan’ prensibini benimsemektedir. Önceliğimiz, öğrencilerinin değişen ve belirsizleşen dünyada her güçlüğe ve yeniliğe hızla uyum sağlayabilme yeteneğine sahip, açık görüşlü, etik, öğrenmesini bilen ve seven, derinlikleri olan bireyler olarak hayata atılmalarını sağlamaktır.” Dedi.

Dicle Üniversitesi öğrencilerinin, bu kurumdan en üst düzeyde mesleki bilgiyle donanmış olarak mezun olduklarını, öğrencilerinin sadece kişisel başarılarla değil, dayanışma ve sorgulama geleneği içinde hedefine ulaşabilen mezunlar olmalarını istediklerini belirten Gül, sözlerini şöyle sürdürdü;  “Yönetim olarak kapımız sizlere her zaman açık olacaktır. Emin olmanızı isterim ki, üniversitedeki her öğretim üyesi de aynı şekilde “açık kapı” politikasıyla sizlere yardımcı olacaktır. Amacımız sizin mutlu, huzurlu ve kaliteli bir eğitim dönemi geçirmenizi sağlamaktır. Bir öğretim kurumunda en önemli öğe, daima öğrencilerdir. Dicle Üniversitesinin de en önemli unsuru, varlığı, elemanları sizlersiniz. Her şey sizin içindir. Akademik kadromuzun güçlü desteğiyle bilimsel alanda sürdüreceğiniz bütün araştırma, öğrenme, deneme, sınama, tartışma, değerlendirme vb. faaliyetlerinizi önemsediğimiz kadar; varlığınızı sosyal, kültürel ve sportif alanlarda geliştirmenizi de önemsiyoruz. Yaşamınızın en güzel dönemini oluşturacağına ve en değerli birikimlerini edineceğinize inandığım Dicle Üniversitesi yıllarınızda sizlere eşlik etmekten ve her zaman yanınızda olmaktan mutluluk duyacağımızı bir kez daha ve bütün kalbimle ifade ediyor; sizlere, yeniden “Aramıza hoş geldiniz!” derken hepinizi saygı ve sevgiyle kucaklıyorum.”

‘DİCLE ÜNİVERSİTESİ EN ESKİ ÜNİVERSİTELERDEN BİRİ’

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde eğitim veren en eski ve en donanımlı yükseköğrenim kurumlarından olan Dicle Üniversitesi; aynı zamanda Türkiye’nin tarihçesi en eskilere uzanan eğitim kurumlarından biridir. Şüphesiz ki bunda Ankara Üniversitesi ile ile yakın ilişkileri de etkili olmuştur fakat ilerleyen yıllarda Dicle Üniversitesi; bağımsızlaşma aşamasını başarıyla tamamlamış ve ülkenin en önemli üniversitelerinden biri haline gelmiştir.

Günümüzde binlerce öğrencisi ve sayısız bölüm ve kürsüsü ile hizmet vermeye devam eden bir devlet üniversitesidir Dicle Üniversitesi. Peki, bu okulun kuruluşu nasıl olmuştur? Dinle Üniversitesi hangi tarihlerde, kimler tarafından açılmıştır? İşte kısa bir öyküsü:

Dicle Üniversitesi’ni kim kurdu?

Bugünkü ismini alana kadar pek çok isim değişikliği ve revizyon geçirmiştir Dicle Üniversitesi. İlk olarak Ankara Üniversitesi ile yakın ilişkiler içerisinde eğitim vermiştir. Şöyle ki; Dicle Üniversitesi’nin kuruluşu olarak 1969 yılında Anakara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin Diyarbakır’da açılması kabul edilmiştir.

5 yıl boyunca bu şekilde hizmet veren okula 1974 yılında Fen Bilimleri Fakültesi de eklenmiş, bağımsız bir “Diyarbakır Üniversitesi” kurulmuştur.

8 yıl da bu isimle ve Fen Bilimleri Fakültesiyle eğitim veren okul 1982 yılında alınan karar neticesinde “Dicle Üniversitesi” ismini almıştır ve günümüze gelinceye kadar açılan fakülteler, enstitüler, araştırma merkezleri ile tam teşekküllü bir üniversite halini almıştır.

1969 yılındaki kuruluş Cevdet Sunay’ın cumhurbaşkanlığı döneminde gerçekleşirken, 1982 yılındaki Dicle Üniversitesi ismi Kenan Evren döneminde verilmiştir.

Dicle Üniversitesi’nin ilk rektörlük görevini ise Prof. Dr. Halil Cin yapmıştır.

AHMET BEŞENK