GÖNLÜMCEBatmayı göze aldık batılı olmak için,Aklı eren sormalı değişiklik ne için?..Tepeden tırnağa dek kültürümüz değişti,Geçmişe sırt çevirdik yeni akım gelişti.SÖZ GELİŞİMEVLÜT MERGEN AMİDİGün geçmez ki medyaya yansımasın çeşitli cinayetler, ilk insanlardan günümüze kadar gelmiş adam öldürmek, sebepleri ve şekilleri birbirine benzemese de, ölmek ve öldürmek hiç değişmedi, yabancısı idik son zamanlarda görülen bazı cinayetlerin, örnek verecek olursak kişi hem karısını, hem çocuklarını hem de kendisini öldürüyor, nitekim geçenlerde Antalya Kepezde bir diyetisyen hekimin karısını ve sonra kendisini öldürdüğü gibi.Bu tür cinayetler medyada bazen “katliam” olarak yer alıyor, haber olduğu için medyada geniş yer buluyor bu cinayetler, ancak derinlemesine sebepleri üzerine gidilmiyor, bazen kıskançlık, bazen ekonomik sıkıntılar, bazen de aşırı geçimsizlik deniyor.“Eski sevgili” ya da “eski eş” gibi sebeplere de rastlanıyor bu cinayetlerin haber olarak verilmesinde, eski sevgili, ya da eski eş olmak öldürmek için  “haklılık mı” kazandırıyor bu insanlara, hayır hiçbir “haklı” tarafı yoktur bu cinayetlerin, zira evlenmek ne kadar meşru ise, boşanmak da o kadar meşrudur.Yalnız bize göre “eski sevgili” tanımı kulağa hoş gelmemektedir, çünkü “yenisi” devreye girmiştir, elbise değiştirir gibi mi algılanıyor sevgili değiştirmek? Bu durumda sevmenin bir “yalan” olduğu gerçeği ortaya çıkmıyor mu, elbise denercesine “sevgili denemek” bu olmadı başkasını sevmek zihniyeti nereden içimize girdi?Bizim görüşümüze göre “batı’lı” olmak için attığımız adımların getirisidir bu zihniyet? Geçmişe dönüp baktığımızda ne aile yapımızda, ne kültürümüzde, ne de gelenek ve göreneklerimizde benzerini bulamayız bu akımın, yani önce “flörtleşme” sonra olmadı değiştir sevgiliyi!.Batı uygarlığına nasıl da kapıldı insanlarımız, nasıl da uyum sağlandı bu uygarlığa, ne yani bizden öncekiler uygar yani medeni değiller miydi,  “hanım ya da efendi” sözcükleri çok mu gayri medeni idi de terk edildi de “aşkım” çok mu uygarca olduğu için mi girdi kültürümüze?Bu misalleri çoğaltmak mümkün tıpkı öldürdükten sonra kendi canına kıyanları çoğaltmak mümkün olduğu gibi, tıpkı eski sevgili, eski eş cinayeti misallerini çoğaltmak mümkün olduğu gibi.Şunu itiraf etmek durumundayız bir “yanlışa” batılı olmaya giderken, nice doğruları arkamızda bıraktık, onları “hor” ve gayri medeni gördük, bir yastığa baş koyarken, bir tabakta yemek yerken, uygarlık, hamam kültürü olmayan, tuvalet ihtiyacını kapı arkalarında gideren batılılarda mı vardı?Yüce dinimiz bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibi kabul eder, intiharı yasaklar, intihar edene iki büyük günah yükler,  çocukları, kadınları bırakınız öldürmeyi el kaldırmayı bile yasaklar, çünkü İslam medeniyet dinidir ve Müslümanlar bu dine saygılı oldukları, hükümlerini yaşamlarına uyguladıkları sürece medenidirler, uygardırlar.Medeniyet, yani uygarlık şekilde değil ruhta olmalıdır, lüks binalar, mobilyalar, giyim kuşam asla medeniyet eseri olarak görülemez, gösterilemez, aralarına girmeye candan uğraştığımız “batı” bunları uygarlık sebebi olarak görebilir, ancak yanlıştır.Asırlarca biz İslam medeniyeti çerçevesi içinde “Müslim—gayri Müslim” olarak yaşadık, ne inançlarına dokunduk, ne mabetlerine, sözde batı medeniyetinin içinde başladı “İslamafobi” akımı, camilere ve Müslümanlara karşı çıkışlar, yakmalar, yıkmalar!..Biz, bütün İslam alemi olarak İslam’dan uzaklaştıkça, batıla ve batıya yaklaştıkça katliam olarak gösterilen cinayet ve intiharları önleyemeyiz, en azından biz böyle düşünüyoruz.Selam ve dua ile.

HABERİ SİTEDEN OKU...