Abdullah Zeydan'dan çarpıcı açıklamalar
Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Abdullah Zeydan, kayyım atamalarını sert bir dille eleştirerek, bu uygulamanın demokrasiye darbe niteliğinde olduğunu belirtti. Zeydan'ın açıklamaları, kayyım tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Abdullah Zeydan, "Kayyım bir darbedir, demokrasilerde kayyımın yeri yoktur. 8 yıllık kayyım uygulamaları bize göstermiştir ki; kayyım sadece talanın, hırsızlığın, demokrasinin ve adaletin karşısında yer almıştır. Eğer kayyım doğru, haklı bir uygulama olsaydı, halk bizleri değil, o kayyım zihniyetini seçerdi. Halk, demokrasiye, hukuka, adalete sahip çıkarak, kayyımın karşısında duran demokrasi anlayışını seçmiştir" dedi.
Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Zeydan, Van Büyükşehir Belediyesi Kasım ayı Meclis toplantısında konuştu. Meclis üyeleri, yapılan kayyum atamalarını protesto etmek için "Belediyeler Halkındır, Gaspa İzin Vermeyeceğiz" yazılı pankartlar açtı.
Meclis açılış konuşmasını yapan Zeydan, kayyum uygulamalarına tepki göstererek, şunları söyledi:
"Umutların yeşerdiği bir süreçte son 15-20 günde öncelikle İstanbul Esenyurt ilçesinde, sonrasında da Mardin Büyükşehir, Batman Belediyesi ile Halfeti ilçesinde halkın iradesine karşı, demokrasiye, adalete, hukuka karşı bir kayyım gaspı gerçekleşmiştir. 6 ay önce tüm Türkiye halkları olumlu veya olumsuz bir şekilde kayyımlara karşı duruşunu ortaya koymuştur. 31 Mart seçimlerinde Batman, Mardin, Halfeti de AKP’li adayların devletin tüm imkânlarını kullanmalarına rağmen, tüm adaletsizliklere, baskıya ve vaatlere rağmen halk, kayyım gasplarına dur demiştir, yeter demiştir. Tüm bu antidemokratik oyunlara karşı adaleti, barışı savunan halkın mesajlarını belli ki AKP iktidarı halen iyi okuyamamıştır. 2000’li yılların başında iktidara geldiğinde o dönemdeki iktidarların ve devletin vesayetine, baskısına, zulmüne uğramış bu iktidarın, o dönemlerin vesayetine umut bağlayarak bugün halkın iradesine bu yönlü saldırı gerçekleştirmesi abesle iştigaldir.
Kayyım bir darbedir, demokrasilerde kayyımın yeri yoktur. 8 yıllık kayyım uygulamaları bize göstermiştir ki; kayyım sadece talanın, hırsızlığın, demokrasinin ve adaletin karşısında yer almıştır. Eğer kayyım doğru, haklı bir uygulama olsaydı, halk bizleri değil, o kayyım zihniyetini seçerdi. Halk, demokrasiye, hukuka, adalete sahip çıkarak, kayyımın karşısında duran demokrasi anlayışını seçmiştir. Bugün yargı sopasıyla vesayeti güçlerine güvenerek bu halkın iradesine ve onuruna karşı gerçekleştirilen bu hukuksuzluktan medet umanlar, halkımıza boyun eğdirmeye, demokrasiden, hukuktan vazgeçirmeye çalışanlar şunu çok iyi bilmelidir ki ne olursa olsun hukuka ve adalete inanan bu halk gaspı asla kabul etmeyecektir. Halkın iradesini, demokratik hakkını bugün her yerde savunduğu gibi bizler de savunmaya devam edeceğiz.
Seçilmişlerin, seçilmişlik haklarını ancak ve ancak halk ellerinden alabilir. Bizler de bu halkın bir iradesi olarak bu anlayışın karşısında ilk gün söz verdiğimiz gibi, halkımızın onurunu, iradesini ve haysiyetini korumak hepimizin demokrasiye karşı, Türkiye’nin geleceğine karşı boynunun borcudur. Bizim temennimiz, bizim isteğimiz, diyalog ve müzakere sürecinin Türkiye toplumunda bu kadar umut ve sevinç yarattığı bir süreçte hükümetin bir an önce bu kayyım girişimlerinden vazgeçmesi, halkın iradesine saygı göstermesi ve halkın olan belediyelerin yeniden halka vermesidir."