4 FARKLI ÖLÜ GÖMME GELENEĞİ ORTAYA ÇIKTI
Van'ın Gürpınar ilçesinde her yıl tarihe ışık tutacak önemli bulguların gün yüzüne çıkarıldığı Çavuştepe Kalesi'nde iki yıl önce kazı ve onarım çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan 2 bin 750 yıllık
Van’ın Gürpınar ilçesinde her yıl tarihe ışık tutacak önemli bulguların gün yüzüne çıkarıldığı Çavuştepe Kalesi’nde iki yıl önce kazı ve onarım çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan 2 bin 750 yıllık nekropol alanında, Urartuların 4 farklı ölü gömme geleneği ortaya çıkarıldı.
Van’ın Gürpınar ilçesinin Çavuştepe Mahallesi’nde üzüm bağları, surları, su sarnıçları, tapınakları ve saray yapılarıyla bugüne kadar ulaşan kalede başlatılan kazı çalışmaları devam ediyor. VanYüzüncü Yıl Üniversitesi (VanYYÜ) Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu başkanlığında; arkeolog, antropolog, sanat tarihçi ve restoratörlerden oluşan 22 kişilik ekip, 2 bin 750 yıllık nekropol (mezarlık) alanında Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle kazı yapıyor. Çalışmalarda, bilimsel alanda ‘yeni’ olarak değerlendirilen bulgular ortaya çıkarıyor.
Urartu Kralı II. Sardur tarafından inşa edilen kalenin nekropol alanında bu yıl sürdürülen çalışmalarda, urne (küp) yöntemi, sanduka gömü, örme oda mezar ve direkt toprağa gömme şeklinde 4 farklı ölü gömme şekline rastlandı. Dört farklı ölü gömme yönteminin aynı alan üzerinde olması, Urartu arkeolojisi açsından ‘şaşırtıcı’ olarak değerlendirilirken, diğer taraftan çok tanrılı bir dine inanan topluluğun hoşgörü içerisinde gömülme geleneğini ortaya çıkardı.
Tarihi kale ve nekropol alanında incelemelerde bulunan Van Valisi Mehmet Emin Bilmez,Van YYÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli ve beraberindekiler, buradaki arkeologlardan bilgi aldı. Daha sonra açıklamalarda bulunan Vali Mehmet Emin Bilmez, kale alanında ciddi bir tarihi dokunun olduğunu belirtti. Kazı çalışmalarının bundan sonraki yıllar içerisinde de devam edeceğini ifade eden Vali Bilmez, “Bu tarihi hocalarımızla birlikte gün yüzüne çıkarıp hem ülke turizmine hem ilimize kazandıracağız hem de tarihi mekanların korunarak bundan sonraki nesle ulaşımını sağlayacağız. Bu kazılar yıllarca devam edilecek kazılardır. Buradaki kazı çalışmalarının uzatılması konusunda bakanlığımıza talepte bulunduk. Bakanlık da bu konuya olumlu bakıyor. İnşallah bu yöre halkı da bu tarihi dokuya sahip çıkar ve bunu sosyal ekonomik hayatlarının iyileşmesinde bir etken olarak görürler” dedi.
“Kazıldıkça tarih fışkırıyor”
Van’ın tarihi, kültürü ve doğasıyla muhteşem bir şehir olduğunun altını çizen Van YYÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli ise “Van’da tarihi anlamda çok çeşitli yapılar görülüyor. Diğer taraftan kazıldıkça da adeta tarih fışkırıyor. Burası Urartuların en muhteşem dönemini yaşadığı 2 bin 750 yıllık bir kale ve şu an üzerinde bulunduğumuz nekropol alanıdır. Nekropol alanındaki kazı çalışmalarında yeni bulgular bulundu. İlk defa mezarlar bulundu. Bu bölgelerin turizm alanı olarak değerlendirilmesini istiyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığının destekleriyle üniversite olarak bu çalışmalara devam edeceğiz” diye konuştu.
“4 çeşit gömülme şeklini burada tespit ettik”
Urartu arkeolojisinde yeni verilerin ortaya çıkması açısından bölgenin çok önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu da Çavuştepe Kalesi nekropol alanında 4 çeşit gömülme şeklini tespit ettiklerini söyledi. Çavuşoğlu, “Kalede yaptığımız çalışmalara daha çok restorasyon ve yeniden ayağa kaldırma için ön çalışmaları yürütüyoruz. Ancak Çavuştepe nekropolünde ise kalede yaşayan yönetici sınıfının gömülmüş olduğu alanda bulunuyoruz. 4 çeşit gömülme şeklini burada tespit ettik. Bunlardan bir tanesi urnelerin içerisine küllerin konularak toprağa gömülmesi, ikincisi sanduka dediğimiz gömü şekli, üçüncüsü örme oda mezar şeklinde, dördüncüsü ise direkt toprağa gömülme şekliyle karşımıza çıkıyor. Bunun ilk defa bir alan içerisinde yer alması açısından önemli buluyoruz. Bu da çok tanrılı bir dine inanan topluluğun hoşgörü içerisinde burada gömüldüğünü bize göstermiş oluyor” şeklinde konuştu.
“Urartu nekropolünde ilk defa karşılaştık”
Hiçbir Urartu nekropolünde karşılaşılmayan bir durumla karşı karşıya kaldıklarını işaret eden Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kazdıkça onun altında ne çıkacağını söyleyebiliriz. Bir bölümünde güzel bir urne şeklinde çıktı ama diğer bölümünü henüz kazmadık. Daha önceki kazılarda çok değerli eserlerin de olduğu inhumasyon gömülerle karşılaştık ve bütün takılarıyla birlikte ele geçmişti. Mutlaka yönetici sınıf veya üst düzey tüccara ait olmalıydı. Üzerinde mühürler geliyor ve bu mühürleri yönetici sınıf ve tüccarlar taşıyabilir. Onun dışındakilerin bunun taşımasının mümkünatı yok. Bu açıdan burası çok önemlidir.” İHA