Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılmasına dair son gelişmeler, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde dikkatle izleniyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Demirtaş'ın derhal serbest bırakılması gerektiğine karar verdi; ancak bu kararın uygulanıp uygulanmayacağı hâlâ belirsizliğini koruyor.
AİHM Kararı ve Hukuki Gelişmeler
AİHM Büyük Dairesi, Demirtaş'ın tutukluluğunun siyasi amaçlarla ve hukuka aykırı bir şekilde devam ettiğine hükmetti. Mahkeme, 20 Kasım 2018 tarihli kararında da benzer bir tespitte bulunmuştu. Ancak Türkiye, bu kararları uygulamamakta direniyor. AİHM'in kararları bağlayıcı nitelikte olmasına rağmen, Türkiye'nin iç hukukunda bu kararların nasıl uygulanacağı konusunda belirsizlikler bulunuyor.
İmralı Görüşmeleri ve Mektuplaşmalar
Son dönemde, İmralı Cezaevi'nde tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan ile HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş arasında mektuplaşmaların olduğu iddia ediliyor. Bu mektuplaşmalarda, Öcalan'ın Demirtaş'tan "sürecin dışarıdaki yürütücüsü" olmasını talep ettiği öne sürülüyor. Ancak bu iddiaların doğruluğu ve içerikleri hakkında resmi bir açıklama bulunmamaktadır.
Siyasi Tartışmalar ve Kamuoyu Tepkileri
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Abdullah Öcalan'a yönelik yaptığı çağrılar ve DEM Parti heyetinin siyasi parti diyalogları, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş, Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılması gerektiğini savundu ve mevcut yasaların uygulanmasının yeterli olduğunu belirtti.
Sonuç ve Beklentiler
Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılması, hem Türkiye'nin iç hukuk sistemi hem de uluslararası insan hakları normları açısından önemli bir mesele olarak gündemdeki yerini koruyor. AİHM'in kararlarının uygulanıp uygulanmayacağı, Türkiye'nin demokratikleşme süreci ve uluslararası ilişkileri açısından belirleyici olacaktır. Önümüzdeki dönemde, siyasi irade ve kamuoyu baskıları, bu konuda atılacak adımları şekillendirebilir.